ZİRTOV
OVASI
Girdev
Yaylası –Akdağlar, Erendağı zirve- Girdev Gölü Parkuru
Telmessos Dağcıları yaylalarda. Pazar sabahı
toplanılıyor ve üç servisle yollara düşülüyor. Yolumuz uzun, acelemiz var.
Haydi dostlar…
Antalya yönünde , üç
servis peşpeşe çıkıyor Sarıyer’den Karabel’e doğru. Naldöken’de dağın karnını deşen asfalt şantiyesi her
yerden gözüküyor. Taş tozu içinde kalmş
çam ağaçlarının soluk rengi bahar yeşilliğinde erimiş. Dereyol’da erguvanlar
açmaya başlamış. Filizlenen çınarların arasında, beyaz çiçekleri ile öbeklenen
dağ çiçekleri arasında mosmor olacaklar çok yakında.
Seki ovası’ nı bir
bıçak gibi kesen Elmalı yolu etrafında tarlalarda yeşilin binbir tonu. Ova
dikdörtgenlere bölünmüş, her bir dikdörtgen farklı yeşil. Yeşil sarı, kızıl,
mor çiçekler… Biz yükseldikçe Erendağı’na, aşağılarda Seki Ovası büyüyor,
tarlalar küçülüyor. Tepelerin arkası da görünüyor, köyler uzanıyor.
Temel Köyü geride kalıyor. Yeşiller içinde yayla evleri sahiplerini bekliyor. Bahçelere yayla kokulu sebzeleri büyütecek fidanlar dikiliyor. Şimdi evler de seyrekleşiyor, ardıçlar seyrekleşiyor, aşağıda ovalar birbirine karışıyor. Çobanlar tutmuş dağları, aralıklarla karşımızda çoban evleri. Bin altı yüz metrelerde iniyoruz servislerden. Grubumuz üçe ayrılacak: mangalcılar, yürüyüşçüler ve dağcılar.
Temel Köyü geride kalıyor. Yeşiller içinde yayla evleri sahiplerini bekliyor. Bahçelere yayla kokulu sebzeleri büyütecek fidanlar dikiliyor. Şimdi evler de seyrekleşiyor, ardıçlar seyrekleşiyor, aşağıda ovalar birbirine karışıyor. Çobanlar tutmuş dağları, aralıklarla karşımızda çoban evleri. Bin altı yüz metrelerde iniyoruz servislerden. Grubumuz üçe ayrılacak: mangalcılar, yürüyüşçüler ve dağcılar.
Mangalcılar
servislerde devam edecekler. İkinci gruptakiler yürüyecekler. Dağcılar 2690
metreye, zirveye çıkacaklar. Göl
kıyısında buluşacağız yine. Yürüyüşçüleri ve dağcıları sayıyor,
ayrılıyoruz. Ben dağcıların yanındayım.
Zirveye çıkacağız, oradan göl kıyısına
yürüyeceğiz.
Yusuf Bey
yürüyüşçülere rehberlik ediyor. Dağcıların rehberi Ali Yakar ile Oğuz
Kolak.
Grup hemen
tırmanmaya başlıyor. Ağaç yok artık, görüş açısı geniş, ip gibi de
dizilmeyeceğiz … Dağılıyoruz, serpiliyoruz
dağımızın bağrına. Tırmanış zorluyor, etrafımız büyülüyor. Ağaç yok,
çalı yok… öbek öbek gevenler ve çiçekler dolu. Çıtı pıtı sarılar, morlar,
pembeler, maviler, akça pakça çiçekler… Yükseklerde papatyaların da pembe
açtığına yeni tanıklık edenler şaşkın. Çiçeklere nerede oldukları bile
görülmeyen kuşlar eşlikte. Kuş sesleri eşsiz melodilerle çınlatıyor dağları.
Bir de kar birikintileri, kar suları
kayalar arasında. Yalçın kaya diplerinde sesler yankılanıyor. Tırmanıyoruz,
nefesimiz yetmiyor, iki dur, bir adım at..
Seri yürüyenler zirvede gözüktü, meydan okuyorlar tüm ovalara. Eren’in
mezar başına ulaşmak , zirvede bayrak direğine erişmek, kayalarla boğuşmak,
nefes nefese kalmak zorlasa da başarıyoruz zoru. Zirvedeyiz…
Seki Ovası uzanıyor, Kayabaşı Ovası’nda seralar parlıyor. Elmalı Ovası’na
kadar tüm tepe arkaları ortada şimdi. Tepeden bakıyoruz haklı bir gururla,
Fethiye’ye, denize ulaşma amacındaki tüm
yollara ve sulara. Sular bir gözüküyor, bir yitiyor taşlar arasında.
Gökyüzünde pırıl pırıl bir mavide, beyaz bulutlar. Biz de bulutlara
karışıyoruz, bizce kolay inmek şimdi.
İniş ne kadar
zorlar bilemeden,başlıyoruz dönüşe. Ayak tırnaklarımız zorlanıyor. Karlar avuçluyoruz. Kar şerbeti yemek
molasında. Şen şakrağız, bir de ateşimiz
yansa! Yorguluğa türkülerimiz de eşlik ediyor. Yayla türküleri, Yörük
türküleri. Eren, sizler için söylüyoruz:
ALA KEÇİ
Ala keçim çift doğurdu
Bol ettik sütü yoğurdu
Gönlümde hülyalar kurdu
Ana beni eversene
Toprağı kat kat çevirdim
Nice nice hâle girdim
Güveli urba diktirdim
Ana beni eversene
Bakır kaplar kalaylansın
Şu odada üç mum yansın
Uyuyan bahtım uyansın
Ana beni eversene
Kilimimiz halımız var
Oğul oğul balımız var
Ay boynuzlu malımız var
Ana beni eversene
Bol ettik sütü yoğurdu
Gönlümde hülyalar kurdu
Ana beni eversene
Toprağı kat kat çevirdim
Nice nice hâle girdim
Güveli urba diktirdim
Ana beni eversene
Bakır kaplar kalaylansın
Şu odada üç mum yansın
Uyuyan bahtım uyansın
Ana beni eversene
Kilimimiz halımız var
Oğul oğul balımız var
Ay boynuzlu malımız var
Ana beni eversene
Yeşil küncüm dal dal oldu
Çocukluğum hayal oldu
Bu yıl bana bir hal oldu
Ana beni eversene
Çocukluğum hayal oldu
Bu yıl bana bir hal oldu
Ana beni eversene
Şükür gitti bizden darlık
Gelin olmak bahtiyarlık
Olmaz olsun şu bekarlık
Ana beni eversene.
Baba beni eversene
Gelin olmak bahtiyarlık
Olmaz olsun şu bekarlık
Ana beni eversene.
Baba beni eversene
Aşağıda Girdev
Gölü nazlı nazlı , asil uzanıyor yeşiller arasında.Aralarda çobanların yaşam
yerleri, yeşiller içinde koyunlar… Biraz
daha yaklaşıyoruz, göl görünümü
karşısında yemek daha bir başka dünylara taşıyor bizi. Bölüşüyoruz
azıklarımızı, karlara koşuyoruz. Pekmez getirenler var , “ kar şerbeti de
yiyoruz buz gibi…
“Etrafı dumanlı, ortası çimenli, kırk
kurnalı, üç turnalı zirzop yaylası” diye adlandırılan Girdev Yaylası:
Girdev’in Osmanlı zamanındaki adı, ZİRTOV ovası . Burası
süvari atların yetiştirilme yeri. Girdev Yaylası, ilk çağlardan
beri kullanılıyor. Likya kentlerinden özellikle Oinoanda ve Tlos halkı, yazları buraya göçüyor.. Yaylanın antik
dönemlerdeki adı Kedrebata, Kirdeva ve Girdev'e dönüşmüş. Gölün batı ve güney kıyılarında
bazı lahit kapakları, duvar kalıntıları
görülüyor .
Yayla, ortalama 1730m yükseklikte ve ortasında oldukça sığ bir göl , Girdev Gölü. Göl alanı
yaklaşık 3,5 km2, çevresi 10km kadar. Göl baharda eriyen kar suyuyla doluyor.
Birkaç yıl öncesine kadar yazın, ağustos'ta, tamamen kururmuş. Burası kuşların
göç yolları üzerinde olduğu için, doğal yaşamın korunması amacıyla su tutulmaya
başlanmış. Gölün Kuzey ucuna su tutma amacıyla bir set yapılmış ve göl kontrollü
olarak deşarj ediliyor.
Girdev Gölü’ne araçla ulaşmak için üç yönden yol var.
Gölün batısını boydan boya Erendağı sınırlıyor,
buradan geçit yok. Doğudan Elmalı köylerinden Yuva ve Kuzuköy arasından; Güneyden Gömbe-Akçay
arasından; Güneybatıdan Fethiye-Burdur yolundan ayrılarak Bayır ve Çökek
köylerini üzerinden ulaşılıyor. Ama
tartışmasız en uygun yol kuzeyden, Seki üzerinden
Temel köyüne; Temel’den Girdev'e ulaşılan yol. Elektrik gelmiş,
yapılaşma artmakta.Bu da doğal denge açısından, kuşların göç yolu olması
bakımından kaygı verici.”
Oğuz Bey haberleşiyor Yusuf
Bey’le. Saat epey ilerledi. Hemen yola çıkacağız. Göl kenarını buluyoruz; gruplar
birleşmiş, yolculuk hazırlanmış. Toplu fotoğraf çekiliyoruz. Göle daha yakından
bakmayı bir başka geziye erteliyor, dönüşe geçiyoruz.. Temel’de kahvede
yorgunluk çaylarımızı içeceğiz.
Temel Köyü kahvesi tam yayla
kahvesi. Çınarı, buraya özgü sultan söğüdü, çağıl çağıl suları ve yayla yanığı;
benizleri kanlı canlı halkıyla.Yeşillikler içinde, yer yer köy halkımzla
söyleşerek çaylarımızı içiyoruz. Haftaya görüşürüz, diyoruz birbirimize ve yola
koyuluyoruz.
NOT:Telmessos Dağcılık grubu, faaliyetlerini
“FETHİYE DAĞCILIK GRUBU” adıyla
sürdürecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder