TOZ DUMAN İÇİNDE
(ÜZÜMLÜ-KILIÇOTU- OYUK –
ATLIDERE PARKURU, 15 Km.)
TELMESSOS Dağcılık
yürüyüşçüleri Fethiye
Kaymakamlığı önünde toplanıyor. Bugün hava puslu sisli; bulutlu, donuk. Güneş
ışınları hapsolmuş. Güneş ak bir top gök yüzünde, biraz da parlak. Hava lodos
öncesi sessizliği ile sıkıntılı.
Toplanıyoruz
Fethiye Kaymakamlığı önünde,
günaydınlarla güne başlıyor, servislere pay ediliyoruz. Üzümlü’ye
çıkacağız. Çam ağaçlarının altı pürenlerle dolu. Şimdi sütleğenler de sarı sarı yayılmış dağlar boyunca. Mevsim
yaza dönüyor.
Üzümlü’nün
ne kadar büyüdüğünü görüyoruz.Villalar dağ eteklerine serilmş, ormanları
zorluyor. Üzümlü köy değil artık; villalarla, yabancı konukları ile sayfiye
yeri. Yazlıkçılar da doldurur kahveleri, Fethiye’ye yakın bir yaylak.
Cadianda
yolundayız. Antik kent girişine varmadan iniyoruz servislerden. Yöneliyoruz
doğuya, orman yolundan yürüyoruz. Çam ormanı içindeyiz. Hava puslu, sisli,
dağlar beli belirsiz uzaklarda. Gök gri, güneş yok. Bulut da yok. Çöl tozları
bahar tozlarına karışmış. Anadolu’muzun
“bahar buhranı”… Sanki Zigana tepesindeyiz sisler içinde. Göremiyoruz az
ötemizi. Sıkıntımızı çiçekler dağıtıyor. Yanımızda yöremizde ; uzakta yakında baştan ayağa çiçekle donanamış badem
ve erik ağaçları top top. Tek tük çiğdemler, yer yer çıtı pıtı bahar çiçekleri.
Oyuk
mahallesi yönündeyiz. Dağlar aşıyor, tepelere vuruyoruz. Ekibimiz tempolu bu
gün. Meyve molaları daha kısa sürüyor. Herkes de büyük bir coşkuyla atıyor
adımları. Sağ yanımız çam ormanına yaslanıyor, solumuz Kemer ovasına uzanıyor.
Tarlalar gözükmüyor sis altında. Kopmamalı grup, dikkatli yürümeliyiz.
Beş altı kilometre
yürüdükten sonra öğle yemeği molası için yer arıyoruz. Oyuk Mahallesi
yakınlarında ağaçlar altında kurumuş çam yapraklarını döşek edip yayılıyoruz.
Kamp ateşimizi de yakıyor Erdal. İsteyen kurunabilir ; yediğimiz, içtiğimiz
kendimize kalsın. Keyfimizi paylaşalım.
Oyuk’tan
Atlıdere’ye doğruluyoruz. Havanın sıkıntısı artıyor, güzellikler çoğalıyor.
Çiçeklere takılıyoruz. Daha çok bakarsak daha çok kazıyacağız zihinlerimize
güzelliklerini tüm çiçeklerin. Leylaklar kokusu ile çekiyor beni. Otlar
arasında kırmızı mor çiçekler de renkleri ile. Öyle büyük çiçekler değil
bunlar. Otların kendi gibi adsız, minik ve kokusu
eşsiz çiçekler.
Ören
Çayı’nı Fethiye’ye ulaştıran kanala ulaşıyoruz. Heybetiyle ürpertiyor koca su
kanalı. Suya dokunmak için uzanıyorum, telaşa kapılıyor arkadaşlarım. Bir
düşersem… Kanal için tünel de yapılmış.
Sular bereket getirmiş toprağa.
Birden lale oluyor her yer. Bildiğimiz anemonlar kenarlarda koca tarlalar
oluşturmuş. Yemyeşil ekinler de bahçelerde.Nar
bahçeleri kuru daha.
Yerleşim
yerlerine yaklaşıldığı bakımlı bahçelerden biliniyor. Bahçelerde herkesin
gereksinimi sayılan hayvanlar için ekilmiş yoncalar ve fiğler. Eski köy evleri buralarda da azalmış. Yeni
sevimsiz beton binalar almış her yeri. İki üç katlı evlerin önlerinde
traktörler, birer ikişer hayvanlar, sobalarda yakmak için istiflenmiş odunlar…
Hava
sıkıntısını arttırıyor, artçımız Özer hızlandırmak için sürekli uyarıda. Biz de
çiçekler arasında oyalanmakta. Yağmur başlamak üzere, haydi, çabuk olalım!
Köy içine girdik,
öğle sonundayız ama akşam oluyor sanki.
Ortalık kararıyor ve gök gürültüleri arasında sağanak başlıyor. Çöl tozları
yere inmeli. Şemsiyeler , yağmurluklar açılıyor da rüzgar fena. Yağmur göz açtırmıyor, bir evin
dam altına sığınıyoruz birkaç kişi. Dolmuşlara ulaştı seri yürüyenler. Yufka ikram ediyor davetsiz konuklarına
köylülerimiz. Kıtır kıtır incecik yufkalar. Çay içerken katık ederiz, diyoruz. Yusuf bey de
Esinti’ye gideceğiz, çaylar şirketten,
diyor. Soba da vardır, sabırsızlanıyoruz. Yağmurla birlikte hareket
ediyoruz, dışarıyı göremiyoruz, hava yoğun.
Esinti
Seydikemer’de tüm ovaya egemen bir
tepede ,Belen Mahallesinde. Serin esintili bir işletme. Ören Çayı’nın nazlı akışını, tepsi ak karlı
Torosların batı ucunu, tepeler arasında ve
eteklerde seripiştirilen evlerle köyleri seyirle çaylarımızı içiyoruz.
Soba da sıcacık kurutuyor ıslak paçalarımızı. Yağmur devam ediyor enginlerde.
Evlerimize dönebiliriz artık, binelim
servislerimize… Atiye KAÇAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder