27 Ocak 2014 Pazartesi

DOLUDA YÜRÜMEK
Nif- Gedre- Çal Dağı  yürüyüşü. 26.01.2014
                 Karda yürümek zordur, doluda yürümek daha  da zor.
                 Telmessos  Dağcılık bu pazar da sabah 8.30’da Fethiye Kaymakamlığı önünde. Yağmur yağıyor dünden beri. Yağmur rotamızı da değiştirdi. Nif- Gedre mahallesinden Çal Dağına çıkacağız, ulaşabildiğimiz yere kadar.
               Bu gün yürünmez, yağış var, aklınız yok mu, oturun sıcacık sobanızın başında sesleri arasında çıkıldı evlerden. Çantalar daha ağır, yağmurluklar, yedek giysiler aldık. Atkılar, bereler, eldivenler de tamam. Kaç haftadır, aydır  yağış bekliyoruz. Kuraklığı yerinde görüyoruz, dereciklerimiz akmadı, ovalarımız suya doymadı. Ormanlarda ağaçlarımız hasret kaldı yağmura. Kış pencereyi araladı, görmemiz gerek.Bir dolmuşluk adamız.
         Tüm dünya kuraklık ile baş etmeli. Küresel ısınma tüm gezegenimizin sorunu. Yağmurlar da ölçüsüz yağıyor. Geçen yağmurlar bütün yanlışlarımızı, eksikliklerimizi haykırırcasına doğal yıkımla geliyor. Yollarımız kapanıyor, ekili alanlarımız zarar görüyor. Kuraklık daha büyük tehdit.
           Üzümlü’yü geride bırakıyoruz. “Göl Yatağı”nda su birikmeye başlamış. Seviniyor Üzümlü halkı. Kasımdan haziran sonuna kadar su görülen göl yatağı bu sene yeni gölleniyor, ne kadar su tutabilir merak ediyoruz.
         Nif de geride kalıyor, orman içi yağmurla büyüleyici. Sisler içindeyiz. Gedre mahallesinde bırakıyoruz dolmuşumuzu. Tam teçhizatlı Cevat kelle oluyor her birimiz. Yağmura karşı tüm önlemler alınıyor. Çal dağına tırmanış da başlıyor.
        Her yer sis içinde çam ağaçları yağmur damlacıklarıyla incilenen yapraklarını pırıldatıyor, gözümüzün içine sokuyor. 1300 metrelere çıktıkça sedirler tüm zarifliklerini gösteriyor sisler önünde. Yerler beyaz ama kar değil yağan. Arada bir tüm yoğunluğu ile kendini  gösteren, patır patır öten yağmurluklarımızda: dolu. Dolu yağıyor, arada da yağmur. Bir uğultu ki kendimize getiriyor, kendimizden geçiriyor bizi. Sisler içinde kaybolmak, bilinmeze koşmak belirsizliği çözmek için yürüyoruz. Doluda yürümek zor, iki ileri bir geri oluyor adımlarımız.Yürüdükçe açılıyor önümüz. Haykırıyoruz bastırmak için kışın ayak seslerini. Akoluk mevkiinde bir köşk, altında mı mola versek, yağış izin vermiyor meyve molasına. Köşkün  üstüne çıkıyor, sonra  dinlenemeden yerinde bırakıyoruz köşkü. Akoluk da suların çağıltısı eşlik ediyor köşklere. Üç köşk ve dağlardan koşa uça aşağılara inen sular. Dereler coşmuş.Patikaya geçiyoruz ateş yakıp öğle yemeği yiyeceğiz.
            Yusuf Bey biliyor dağları, odunların dilini de çözmüş. Geven köklerini toplatıyor ekibe. Sadece bu ağaççıklar suyu içine çekmezmiş.kırıyoruz kuru çıkıyor. Ateşin çevresinde eline aldığını yiyor herkes. Ellerimiz, ayaklarımız ısınıyor, dönüşe geçiyoruz. Dolu bembeyaz etmiş yerleri. Güle oynaya dolmuşlara ulaşıyoruz. Nif’te kahvede soba keyfi yaşayacağız.
             Küresel ısınma iklim, bitki örtüsü değişiklikleri ile devam ediyor. Kendi adımıza bilinçlenmeli her gün bilinçli kişi sayısını arttırmalıyız.neler yapabiliriz? Öncelikle çok  dikkatli olmalıyız, bilelim, bakalım:
·         Standart ampulü, tasarruf ampulü ile değiştirmek, yılda 75 kilogram kg karbondioksit tasarrufu sağlıyor.
·         Daha az araba kullanmak. Araba kullanılmayan her 2 kilometre için 0,75 kg karbondioksit tasarruf edilecektir..
·         Geri dönüşüme katkıda bulunmak. Evlerden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.
·         Daha az sıcak su kullanmak. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg, giysileri soğuk su ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.
·         Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçınmak. Çöpü yüzde 10 oranında azaltarak yılda 600 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.
·         Isıtıcı ayarını kışın 2 derece aşağıda, yazın 2 derece yukarıda tutmak yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.
·         Elektronik cihazları tamamen kapatmak. Evde ortalama 8 saat stand by konumunda bırakılan TVDVD, müzik seti gibi elektronik cihazlar, yılda 450 kg karbon gazının atmosfere yayılması anlamına gelir.
·         Her yıl en azından bir ağaç dikmek. Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emmektedir.
·         Özellikle ısınmada güneş enerjisi ile çalışan sistemleri kullanmak. Bu çok büyük tasarruflar sağlayacaktır.
·         Ormanlarda piknik yapmak yerine çok az ağaçlık küçük park ve bahçelerde piknik yapmak, orman yangınlarını engelleyecektir
·         Orman içlerinde yapılan pikniklerde kullanılan ve mercek görevi yaparak ormanların yanmasına neden olan cam kırıklarının toplatılması için gönüllü toplayıcı ekiplerinin oluşturmak. Bu sistem yerel yönetimler tarafından oluşturulabilir.
·         Yaygın kullanım sağlanabildiği taktirde tarım arazilerine eklenebilecek biyolojik kömür'ün küresel ısınmaya karşı en güçlü silahlardan birisi olabileceği düşünülmektedir.
          Dünyamızı nasıl kullanıyoruz, kişisel alışkanlıklarımızın etkileri ne kadar? Merak ediyorsanız, http://ekolojikayakizim.org/account/signup adresini ziyaret edebilir ve kendinizi değerlandirebilirsiniz.

         Bireysel alışkanlıklarımız toplum alışkanlığını oluşturacaktır. Ağaçlar tek tek sağlıklı ve gür olursa orman güzel oluyor. “ Yaşamak  bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine…” Atiye Kaçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder