DOLUDA
YÜRÜMEK
Nif-
Gedre- Çal Dağı yürüyüşü. 26.01.2014
Karda
yürümek zordur, doluda yürümek daha da
zor.
Telmessos Dağcılık bu pazar da sabah 8.30’da Fethiye
Kaymakamlığı önünde. Yağmur yağıyor dünden beri. Yağmur rotamızı da değiştirdi.
Nif- Gedre mahallesinden Çal Dağına çıkacağız, ulaşabildiğimiz yere kadar.
Bu gün yürünmez, yağış var,
aklınız yok mu, oturun sıcacık sobanızın başında sesleri arasında çıkıldı
evlerden. Çantalar daha ağır, yağmurluklar, yedek giysiler aldık. Atkılar,
bereler, eldivenler de tamam. Kaç haftadır, aydır yağış bekliyoruz. Kuraklığı yerinde görüyoruz,
dereciklerimiz akmadı, ovalarımız suya doymadı. Ormanlarda ağaçlarımız hasret
kaldı yağmura. Kış pencereyi araladı, görmemiz gerek.Bir dolmuşluk adamız.
Tüm dünya kuraklık ile baş etmeli.
Küresel ısınma tüm gezegenimizin sorunu. Yağmurlar da ölçüsüz yağıyor. Geçen
yağmurlar bütün yanlışlarımızı, eksikliklerimizi haykırırcasına doğal yıkımla
geliyor. Yollarımız kapanıyor, ekili alanlarımız zarar görüyor. Kuraklık daha
büyük tehdit.
Üzümlü’yü geride bırakıyoruz. “Göl
Yatağı”nda su birikmeye başlamış. Seviniyor Üzümlü halkı. Kasımdan haziran
sonuna kadar su görülen göl yatağı bu sene yeni gölleniyor, ne kadar su
tutabilir merak ediyoruz.
Nif de geride kalıyor, orman içi
yağmurla büyüleyici. Sisler içindeyiz. Gedre mahallesinde bırakıyoruz
dolmuşumuzu. Tam teçhizatlı Cevat kelle oluyor her birimiz. Yağmura karşı tüm
önlemler alınıyor. Çal dağına tırmanış da başlıyor.
Her yer sis içinde çam ağaçları yağmur
damlacıklarıyla incilenen yapraklarını pırıldatıyor, gözümüzün içine sokuyor.
1300 metrelere çıktıkça sedirler tüm zarifliklerini gösteriyor sisler önünde.
Yerler beyaz ama kar değil yağan. Arada bir tüm yoğunluğu ile kendini gösteren, patır patır öten
yağmurluklarımızda: dolu. Dolu yağıyor, arada da yağmur. Bir uğultu ki
kendimize getiriyor, kendimizden geçiriyor bizi. Sisler içinde kaybolmak,
bilinmeze koşmak belirsizliği çözmek için yürüyoruz. Doluda yürümek zor, iki
ileri bir geri oluyor adımlarımız.Yürüdükçe açılıyor önümüz. Haykırıyoruz
bastırmak için kışın ayak seslerini. Akoluk mevkiinde bir köşk, altında mı mola
versek, yağış izin vermiyor meyve molasına. Köşkün üstüne çıkıyor, sonra dinlenemeden yerinde bırakıyoruz köşkü. Akoluk
da suların çağıltısı eşlik ediyor köşklere. Üç köşk ve dağlardan koşa uça
aşağılara inen sular. Dereler coşmuş.Patikaya geçiyoruz ateş yakıp öğle yemeği
yiyeceğiz.
Yusuf Bey biliyor dağları,
odunların dilini de çözmüş. Geven köklerini toplatıyor ekibe. Sadece bu
ağaççıklar suyu içine çekmezmiş.kırıyoruz kuru çıkıyor. Ateşin çevresinde eline
aldığını yiyor herkes. Ellerimiz, ayaklarımız ısınıyor, dönüşe geçiyoruz. Dolu
bembeyaz etmiş yerleri. Güle oynaya dolmuşlara ulaşıyoruz. Nif’te kahvede soba
keyfi yaşayacağız.
Küresel ısınma iklim, bitki örtüsü
değişiklikleri ile devam ediyor. Kendi adımıza bilinçlenmeli her gün bilinçli
kişi sayısını arttırmalıyız.neler yapabiliriz? Öncelikle çok dikkatli olmalıyız, bilelim, bakalım:
·
Standart ampulü, tasarruf ampulü ile
değiştirmek, yılda 75 kilogram kg karbondioksit tasarrufu sağlıyor.
·
Daha az araba kullanmak. Araba kullanılmayan her 2 kilometre için
0,75 kg karbondioksit tasarruf
edilecektir..
·
Geri dönüşüme katkıda bulunmak.
Evlerden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda 1200 kg
karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.
·
Daha az sıcak su kullanmak. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg,
giysileri soğuk su ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg karbondioksit tasarrufu
yapılabilir.
·
Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçınmak. Çöpü yüzde 10 oranında
azaltarak yılda 600 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.
·
Isıtıcı ayarını kışın 2 derece aşağıda, yazın 2 derece yukarıda tutmak
yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.
·
Elektronik cihazları tamamen kapatmak.
Evde ortalama 8 saat stand by konumunda bırakılan TV, DVD, müzik seti gibi
elektronik cihazlar, yılda 450 kg karbon gazının atmosfere yayılması
anlamına gelir.
·
Her yıl en azından bir ağaç dikmek. Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton
karbondioksit emmektedir.
·
Özellikle ısınmada güneş enerjisi ile çalışan
sistemleri kullanmak. Bu çok büyük tasarruflar sağlayacaktır.
·
Ormanlarda piknik yapmak
yerine çok az ağaçlık küçük park ve bahçelerde piknik yapmak, orman
yangınlarını engelleyecektir
·
Orman içlerinde yapılan
pikniklerde kullanılan ve mercek görevi yaparak ormanların yanmasına neden olan
cam kırıklarının toplatılması için gönüllü toplayıcı ekiplerinin oluşturmak. Bu
sistem yerel yönetimler tarafından oluşturulabilir.
·
Yaygın kullanım sağlanabildiği taktirde tarım arazilerine
eklenebilecek biyolojik kömür'ün küresel ısınmaya
karşı en güçlü silahlardan birisi olabileceği düşünülmektedir.
Dünyamızı nasıl kullanıyoruz, kişisel alışkanlıklarımızın etkileri ne
kadar? Merak ediyorsanız, http://ekolojikayakizim.org/account/signup adresini ziyaret
edebilir ve kendinizi değerlandirebilirsiniz.
Bireysel
alışkanlıklarımız toplum alışkanlığını oluşturacaktır. Ağaçlar tek tek sağlıklı
ve gür olursa orman güzel oluyor. “ Yaşamak
bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine…” Atiye Kaçar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder