MESENİZ’DE SONBAHAR
Nif,Yayla
Koru,Meseniz,Yürek / 17 km/ 05.11. 2017
Güzel
bir yayladayız bugün. Havamız da güzel, nesemiz de. Yürüyüşçü sayımız artmış.
Yeni yürüyüşçüler sevinç kaynağımız oluyor. Doğanın dilini anlamak önemli,
doğanın sesini duymak önemli, doğa son çığlıklarında.
Fethiye
Dağcılık 08.30’da toplanıyor eski Fethiye Lisesi karşısında, Mercan Pastanesi önünde. Duyan gelmiş, kırk
kişi olmuşuz. Kadir Bey ailesi epey kalabalık, Ayla ve İsmail Karabulut’lar
burada, Şenay Hanım yeni başlıyor yürümeye, Ayşe’miz, Elif, Süheyla, yürüyüş
dostlarımız hazır. Seviniyorum…
Yolcuları
toplayarak geliyoruz Üzümlü’ye. Üzümlü
ovası ve bahçeler sonbahar renkleri ile geride kalıyor, Nif’e ulaşıyoruz. Nif’in
üzerinde Taşkıran Dağı eteklerinde başlıyoruz yürümeye. Artçımız Erhan, Umut
Dilsiz Bey gezideler yoklar bu hafta. Zerrin Hanım da katılamadı henüz özledik.
Rehberimiz Yusuf Çilengir önde
şimdi. Keskin bir tırmanış başlıyor vadimizde, sarı yapraklı maki
ağaççıkları arasında, çam ormanında. Bulutlar yükseliyor , güneş ısıtıyor,
serinlik rahatlatıcı. Nif ormanları çok özel, kalem gibi düz çamlar yükseliyor.
Orman içinde arada çevrili bahçeler, birkaç kişi de çıntar vardır belki diye dolaşıyor. Koru’dan
gelmiş köylülerimiz. Keskin oksijen kokusu ile nem kokusu tüm bedenimizde,
zihnimiz açık daha açık.
Yayla Koru evleri yanından geçiyoruz.
Issız dingin esrik bir havada yalnızlaşmış yazlıklar, sonbahar hüznünde.
Sonbaharın asıl renkleri Mesenizde görülecekmiş. Mesenizde koca çınarlar,
çınarların altı büyülü…
Hangi
ağaç söz verebilir yaprağına sonbaharın gelmeyeceğini ? Geldi işte sonbahar. Yapraklar çırpındı, çırpındı çırpındı;
düştü düştü düştü, Ayaklarımızda hışır hışır, sarı kuru yapraklar. Hüzün mü
desem özlem mi ? Düşler dünyasına yolculuk mu? Evet Meseniz, çınarları ve su sesleri ile karşılıyor bizi. Özlem
duyduğumuz su sesi. İçim sızlıyor kurumuş çoban çeşmelerini görünce. Kuraklık
kaygısı dağlıyor yüreğimi. Meseniz’de sular var. Sular çınarlarla,
sarmaşıklarla, koca ağaçlarla sarmaş dolaş. Köy içinden geçerken çatlamış narlar, kurumuş üzümler bahçelerden
sokaklara sarkıyor. Kışı bekliyor artık ağaçlar. Evler arasından, patikaya geçiyoruz. Bir
yanımızda balık havuzlarına can verdikten sonra gürül gürül akan dere. Sağımız
solumuz sarı sarı ağaçlarla bahçeler. Nisanda ilkbaharı yaşamıştık çiçeklerle;
kasımda sonbahar kuruyan yapraklarla. Yeniden yeniden yeniden yeşerecek
umutlar, güzel günlere özlemle.
Eski değirmen sevimli kenarda terk
edilmişliğin hüznünde. Giriyorum değirmenden içeri, dönen taşın sesini
çağırıyorum ta eskilerden: Yok !
Dereyi yüzyıllar ötesinin
işçiliğini taşıyan iki taş köprü ile geçiyoruz. Patikamız, köy yolu, taş köprü ile yeni yola bağlanıyor.
Yürek mahallesine doğruluyoruz. Ören Çayı bir gözüküyor, bir kayboluyor tepeler
arasında. Meseniz Yürek arası da
taş döşeme ile oluşturulmuş eski
göç yolu. Asfalt yol aşağılarda vadide kıvrım kıvrım.
Yürek Mahallesi’nde
köylülerimiz sonbahar bereketinde. Cevizler seçiliyor, nar ekşileri
kaynatılıyor. Köy doğallığını taşıyor, nar ekşisi ve ceviz alıyoruz Rasih ve Cengizle, birkaç kişi. Cami yanında
servislerimiz. Sürücülerimiz semaverde çaylarımızı hazır etmişler yine sağ
olsunlar. Ayşe de elmalı kurabiyeler koymuş yanına , ellerine sağlık. Köy
söyleşisi ile toparlanıyoruz, Üzümlü üzerinden Fethiye’ye , evlerimize
taşıyoruz tatlı yorgunluğumuzu..
Katılımcılar:Rehberimiz Yusuf Çilengir,
Artçımız İhsan Erol, Rasih Küçükünal,
Baha Ünsal,Ali Derin, Emin Demirci, Ayşe Kuşkonmaz, Kadir Gürol, Süheyla
Coşkun, Ulrike –Ali Engin, Elif Ayan, Zeliha-Ceyhun Beyazova, Ayşe Mehlepçi,
Beyhan Yörük, Fatih Doğan, Arife- Bayram Güven, Tamer Alpgiray, Şenay Hanım,
Şakir Sarıoğlu, Seval- Gaffar Çit, Chatrine Mouraux, Hülya- Ayşin Ragıpoğlu, Salim
Akdu, Abdurrahman Cengiz, Gül Alkın, Cey Hun, Oğuz Kolak, Cengiz Özberk, Ahmet Selki, Kadir Gürol, Fatoş Korkmaz,Ali
Karacan, ( adını yazamadıklarım eklesinler lütfen)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder