Üzümlü- Ecebeli-
Kızılcaköy- Çayan / 19.11.2017/
Gece
boyunca gök gürültüsü ile yağdı yağmur. Seller aldı ortalığı, yürünmez bu pazar
dedi çok kişi. Fethiye Dağcılık her koşulda yürüyor. Arıyorum rehberimizi üst
yoldan bineceğim servise.
08.30’da
hareket etti ki servisimiz Mercan Pastanesi önünden,yağmur damlaları arasında
yollardayız. Sağlam yürüyüşçüler var ,
yağmur çamur demeyen. Haftalık programa uymuyoruz, Üzümlü’den sonra
Ecebeli’nde iniyoruz servislerden yoğun bulutlar arasında, çisil çisil
yağmurla.
Çamlar
arasında patikadayız yumuşacık. Köylülerimiz nasıl da bulurlar en kestirme
yolları, yüzyılların deneyimiyle. Köyler arası gidip gelirler belki bir eşekle.
Doğam
şaşkın, kış kapıda, mevsim bahara
karışmış. Pürenler çiçek açmış; mosmor gülümsemekte ilkbahar çiçekleri. Dallar
yeşil, yağmur damlaları dalları incilemiş. Mantar kokusu toprak kokusuna
karışık, dağlar dumanlı…
Biryanım bahar çiçekleri, pürenler
Yüreğimde uçan güvercin,
Bir yanım Mendos’ta kar
Yağmur damlalarında ışıldar bir yanım
Bir yanımda fırtınalar kopar.
Sesimin sessizliğinde çığlıklar.
Kızılcaköy’de
çoban yerleşkeleri, seviniyorum, yağmur ara vermiş, çobanımız ağılların önünde.
Kaç hayvanın var, diyorum. Düşüyor yüzü:
-Azaldı,
diyor. 2B arazilerini almak için sattım bir kısmını, dört taksitim kaldı.
-Satmıyor
musun sen arazilerini?
- Altı çocuğum var benim, toprak satılır mı
hiç!
İçim aydınlanıyor, toprağına sahip çıkan
birileri var, seviniyorum. Çocukları yanında olmasa da satmayacak arazilerini,
ne mutlu ona. Ramazan Kum , eşi Gülsiye zeytinleri topluyor gecenin eskiniyle dökülen.
Yağmur
tıpırtıları ile ayak seslerine karışıyor, öğleye hafifliyor tümden, yavaş yavaş
kesiliyor sonra.
Öğle
molasında ateşi yakıyor, kurunuyor, sıcacık bir ortam kuruyoruz. Takılıyoruz
birbirimize, keyfimize diyecek yok. Türkülerle coşuyor, türkülere koşuyoruz.
Acımızı da paylaşıyoruz aşımızı da…
Geyran
Dağı eteklerinden Çayan’a dönüyoruz. Ören çayı uzarken sonbahar coşkusundaki
ovada, sandal ağaçlarının kızıllığına kanıyoruz. Dağ çilekleri ufacık tefecik, yiyoruz.
Çitlembikler mor mor, topluyoruz. Ahlatlar olgunlaşmakta yavaştan.
Toprak kokusu mantar kokusu yaprak kokusu sarhoşluğu çam pürçekleri ile kalıyor, koca zeytin ağaçları ile Çayan’a
geliyoruz. Yollar nar, portakal, zeytin ağaçları… Bahçelerde sonbahar
çiçekleri, kasımpatlar, sarı kızıl yapraklar. Servislerimiz Ören Çayı yanında,
semaverde demlenen çayın sıcaklığı ile
bekliyor bizi. Sıralanıyoruz yol boyu elimizde bardaklar, Mehmet ustam
harlamakta semaveri, eline sağlık , diyorum yürekten.
Servisimizdeyiz, Ortaköy’den kanal boyu bahçelerden sonra Üzümlü
üzerinden Fethiye’ye dönüyoruz.
Katılımcılar: Rehberimiz Yusuf Çilengir, İhsan Erol,
Rasih Küçükünal, Baha Ünsal,Ali Derin, Kadir Gürol, Süheyla Coşkun, Ulrike –Ali
Engin, Ayşe Mehlepçi, Fatih Doğan, Şakir
Sarıoğlu, Seval- Gaffar Çit, Ümit Dilsiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder