24 Ekim 2018 Çarşamba











DENİZ , YİNE  DENİZ
            Sarsala Koyu- Kleopatre Hamamı/14.10.2018/12km
           Sonbahar renkleri coşmuşken dağlarda , kış hazırlığındayken  yağmurlar denizin  tadını çıkarmalıyız. Deniz; enginliği, maviliği, kımıltıları, yelkenleri ve uçuşan balıkları ile çağırıyor. Sarsala Koyuna ulaşacağız.
           Fethiye Dağcılık toplanıyor 08.30’da  eski Fethiye Lisemizin karşısında, Mercan Pastanesi önünde. Gençlerimiz katılmışlar yürüyüşe, seviniyorum.
          Pazar günleri doğa günü bize. Doğaya sığınma, ter atma, güzellikleri içimize sindirme günü. Yitirme ürküsü ile sarıldığımız dağlarımız, taşlarımız,otlarımız, böceklerimiz, kıyılarımız, denizlerimiz, balıklarımız, kuşlarımız, yollarımız; uzak, titrek köylerimiz var.
           Muğla yolundan ayrılıyoruz Dalaman’da, denize çeviriyoruz yönümüzü. Ovada nar ve portakal bahçeleri arasında pamuk tarlaları var iki tane. Açmışlar pamuklar dallarda. Çocukluğumun Fethiye ve Zorlar ovalarını dolduran koca pamuk tarlalarını anımsıyorum. Yitiklerimizden oluyor ekili alanlarımız.
           Kapıkargın Mahallesini geride bırakıp tepeye vuruyoruz. İki göl beliriyor sağımızda. Sazlıklar arasında bir küçük göl “Baldımaz Gölü”, hemen sonrasında “Kocagöl”. Kocagöl, sabah dinginliği ile kımıltısız suskun uzanıyor.Karşı kıyısında yalçın kaya yansıması sularda, küçük adacığı kıyıda.
            Tepeyi aşıyoruz deniz uzanıyor önümüzde. Burunlar arasında masmavi bir göl sanki. Yelkenlileri,  yatları ile yeşili maviye harmanlayan denizimiz dağlar koynunda.  Sarsala Koyu aşağılarda sonbahar dinginliğinde. Tüm koylar berraktır şimdi. Uğurladılar yaz konuklarını. Deniz keyfi bilenler sularda . Deniz serin, ürpertici, güz güneşi ile parlak. Kıvrıla döne iniyoruz , hemen  koyun sağında patikadayız. Denizimiz solumuzda uzanıyor, daha bir çılgın. Patikamız tepeye tırmandıkça daha da mavi oluyor . Tepeyi aşınca kıyıya iniyoruz. Deniz yanımızda, deniz elimizde ;  denizle yürüyoruz.
              Akbük Hamam  Koyu  yatların ikmal yeri idi. Tamamen işgal edilmiş, telle çevrili. İyi, kapı bırakmışlar bu sene yürümeye. Bir işletme var  şimdi, doğallıktan uzaklaşmış koy özenle işlenmiş, süslenmiş.                                                                                  Devam ediyoruz, Kleopatra Hamamı’nda denizimize dalacağız. Mısırlıların kraliçelerini korumak için yaptıkları doğudan batıya, bu koydan Güngörmez Koyuna  uzanan bugün yer yer yıkılmış koca bir duvar  var. “Kapı Koyu” adı da bu duvardan geliyor. Koca duvar deniz kıyısından yol veriyor patikamıza.  Zeytin ağaçları ve keçiboynuzu ağaçlarının çam ormanıyla harmanlaştığı bu koyda, (Kleopatra Hamamı’nda) atacağız terimizi. 
             Kleopatra’nın tatillerde geldiği bu koyda kullanmak için yaptırdığı hamam kalıntıları denizin içinde. Selim ve Selçuk fotoğraflıyorlar su altını. Deniz dibi ile,  balıkları ile gözümüzün önünde. Bir grup daha geliyor yürüyüşçü. Ortak oluyorlar bize.
         Yemek molamız Kadir Bey’in kahvesi ile şenleniyor. Kırk yıl hatırlı kahvemizden sonra dönüşteyiz. Gün gölgeye dönse de terletiyor seri yürümek. Aynı patikadan dönüş sadece bu parkurda var sanki. Servis sürücülerimiz Sarsala  Koyu’nun tadını çıkardılar gün boyu. Dönüşü tamamlayan yürüyüşçü denize atlıyor , su serin dingin yine, yorgun kasları dinlendirmede hoyratça.
         Servislere biniyoruz, gözümüz denizde çakılı kalıyor.
         Yürüyelim dostlar, gençlerimizle, çocuklarımızla yürüyelim. Güçlü olalım. Günümüzün sözü de “Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın yol kadar güçlü ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın. (Borıs Vıan)” olsun.

Katılımcılar: Rehberimiz Yusuf Çilengir, Şakir Sarıoğlu,  Aysel Yüksel,  Elif Ayan, Ali- Aliye Türk, Tamer Alpgiray,  Ayse Bostancı Kuskonmaz, Elif Yıldırım, Hüseyin Çatal, Fatih Doğan, Aliye- Hüseyin Kantürk, Canan Ertan, Selim Nakaş, Gaffar Çit,Rasih Küçükünal,Cemal Önder, Hatice Tulumbacı, Cafer Özaysın, Hayati Bingöl, Nurten Polat, İhsan Erol,Kadir Gürol, Ege Akkuş, Selçuk Özyürek, Sefai Güner, Gönül- Kerim Ünal, Aysema Leblebici, Dilek Semerci, Emine-Jan Stanczyk, Eren Çiftçi, Fatma Kazan, Ceren Hançer, Hüseyin İlden, Gülsüm Akkuş, Mehmet Çakar, Gül  Deren Çakar, Nezahat Çakar, Aysel Hanım







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder