ON NUMARA
Kayaköy- Soğuksu – Ölüdeniz/ 25.02.2018 / 12 km
Fethiye yürüyüşçülerinin eşsiz parkurlarından Kayaköy –Soğuksu-
Ölüdeniz. Merkeze yakın, Kayaköy Rum evlerinin aralarından büyülü bir
atmosferle başlıyor. Tamamen patika, deniz seyrine doyum yok, yeşiller ,
çiçekler içinde yürünüyor. On numaralık yürüyüş…
Fethiye
Dağcılık üyeleri de güle coşa toplanıyor Eski Fethiye Lisesi
karşısında, Mercan Pastanesi önünde. Yeni yürüyüşçülerimizle
renklenmişiz. Eczacılarımız Ayla ile Nazire artık sürekli yürüyüşçü
olacaklar. Ali Karacan da fotoğraf çekme tutukusu ile birleştirmiş
yürüyüşü, katılmış aramıza. Sayımız çoğalmış üç araba ile çıkıyoruz
yola. Dilimizde gündem, gönlümüzde yaralı ülkem, önümüzde özgürlük
tutkumuz.
Dağlar yüceliği, denizler enginliği ile
özgürleştiriyor güçlendiriyor. Özgürlük tutkusu , yürüyüş tutukusu
bağımlılık oluyor. Pazar günlerimiz dağlarda…
Debboy’dan
Kaya yolundayız. Çam ağaçları gecenin yağmuru ile incilenmiş yaprakları
ile parlıyor. Kayaköy ovası sisler altında. Fotoğraf tutkusu ile
koşuyor Ali Bey ile Fatih Bey Rum evleri arasına. Masal dünyasından
çıkıp gelmiş sisler içinde duvarlar. Koca ova sis denizi .
çocukluğumuzda “körduman” derdik sislere. Korkardım bilinmezlikten.
Şimdi de sisler altında yaşıyoruz, sis kalkacak bir gün. O gün neyle
karşılaşacağız , bilen var mı?
Zaman geçirmeden diziliyoruz
kiliseye doğru. Ova sisli, yeşiller koyu, hava kurşun… Tepeyi aşıyoruz,
deniz uzanıyor griden turkuaza. Koylar dizili Ölüdenize doğru,
Beştaşlar, Atatürk burnu, uzanıyor . Asırlık keçiboynuzu ağaçlarının
düzlüğü yıkıntıların yanına yerleştiriliveren kırmızı tuğlalarlı yeni
bir yapı ile sızılı. Yerler gülyüzlü papatyalarla; güler yüzlü , renk
renk lalelerle dolu. Mayısta açması gereken sarı çiçeklerimiz de açmaya
başlamış, olmayan kışa ve erken gelen bahara aldanıp. Kıvrıla döne
Galviz Kapısından geçiyoruz, denizin çekici güzelliği ile Soğuksu koyuna
iniyoruz. Dalgalar farklı ezgilerle dinlendiriyor.
Çamlar
arasında maviler eşliğinde aşıyoruz Ölüdeniz tepesini.Türkülerle
şiirlerle yürüyoruz. Öğle yemeğimiz her zamanki yerimizde, sarnıç
başındaki düzlüğümüzde. Düzlüğümüz korunaklı, yeşil ve güneşli. Ateş
yakılıyor, öbek öbek yayılınıyor. Azıklar açılıyor, yan masa ikramları
başlıyor. Her grup kendi güzelliğinde. Sakin, durgun kimileri; coşkun
gülüşlü kimileri. Oradan oraya takılıyor bir bütün oluyoruz birden.
Fethiye Dağcılık ailesi. Coşkun, tutkun, güçlü. Kibarız kimi zaman değil
mi Nazire? Nimet ile Hatice türkülerde takılı kalıyor.
Lagunun
tepesindeyiz, fotoğrafla ölümsüzleşiyor sanki her cm. En güzeli Süheyla
ile Saskia’nın fotoğrafı olmalı buradan çekilmiş. Lagun açılıyor
Kumburnu’ndan Belcekız’a doğru. Atatürk Burnu ile Faralya arasında
uzanıyor enginler. Babadağ paraşütleri kuş misali süzülmekte ak kumlar
üstüne.
Ölüdeniz keyfi yaşıyoruz. İlle farklı büyülü
Ölüdeniz mavisi. Turkuaz kimi yerde mavi boncuk oluyor, kimi yerde
zümrütleniyor. Kumlara oturuyoruz önce, yiyor içiyoruz. Sonra köpük
köpük sulara koşuyoruz Arife ve Aliye hanımlarla. Ceyhun Bey de
sıvamış paçaları, dalıyor sulara. Deniz seyri ile dinleniyor, on
numaralık yürüyüş ardından servislerimize doluşuyoruz. Günün
değerlendirmesi var artık dillerde.
Katılımcılar: Yusuf
Çilengir, İhsan Erol, Rasih Küçükünal, Kadir Gürol, Süheyla Coşkun,
Fatih Doğan, Şakir Sarıoğlu, Ümit Dilsiz, Nimet Bulut, Beyhan Yörük,
Fatih Alpgiray, Atiye- Özer Kaçar, Elif Ayan, Ahmet Selki, Zeliha- Cey
Hun Beyazova , Nizam Şimşek, Baha Ünsal, Ali- Aliye Türk, Serhat
Beder, Yunus Gümüş, Mehmet Çakar, Tijen Targıt, Hanife- Yılmaz Ertuğrul,
Haydar Sakinci, Arife Güven, Ayla - İsmail Karabulut, Serap Önal, Ali
Engin, Hatice Bilgin, Hüseyin Çatal, Ali Gaffar Çit, Sefai Güner, Meral
Atasever, Murat Güven, Ramazan Demir, Ali Karacan, Murat Güven, Emin
Demirci, Saskıa Layden,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder