KOCAMAN BİR
AİLE
Kayaköy- Afkule- Haçbel- Karagözler/ 14km
/11.03.2018
İyi tanıyoruz artık birbirimizi. Bizden oluyor bizi bilen, kan bağımız var, dağlar tutkusu.
Yürüyüşümüz şu gördüğümüz dağlarda bu hafta. Hani Fethiye Kordonu’ndan Karagözle’rin üstüne bakıyoruz ya, koyu çam
ağaçları kayalar koynunda, işte o dağlardayız bu gün.
Kocaman bir aile olmuşuz. Saat 08.30’da Eski Fethiye
Lisesi karşısında Mercan Pastanesi önündeyiz. Kalabalık yürüyeceğiz anlaşılan,
üç servis var. Herkese Merhaba ,diyorum. Geçen hafta bu yılın inatçı gribi ile
boğuşmaktan yürüyememiştim. Özlemişim arkdaşlarımı. Zeliha arkadaşım da “
Yokluğun belli oluyor.” diyor, sarılıyorum yürüyüşçü dostlarıma.
Rehberimiz
Yusuf Çilengir her zamanki gibi aktif, elinde küçük bir kağıt, tanıyor tüm
yürüyüşçüleri. Bir aile olduk: Fethiye Dağcılık
Ailesi.
Ege’mizden sonra ,
bir çocuk-genç yürüyüşçümüz daha
var bugün. Elif, Ata Okulları 6. Sınıf öğrencisi. Şanslısın yavrucuğum doğa ile
bütünleştiğin için erken yaşta. Kutluyorum seni , hoş geldin!
Doğadan alınacak tüm güzel dersler. Yeşil ile mavi evrenin rengi olursa bitecek yıkımlar, savaşlar. İnsanlık o zaman anlayacak sevgiyi, gerçek sevgiyi.
Melih Cevdet ne diyor bak:
“O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
Seyreyle gülü bülbülü
Çifter çifter aylar gökyüzünde
Her gece ayın on dördü
Hiç görmediğim şey bu
Kurdun gözü yılmış sürüden
Elmanın yarısı soğuk yarısı sıcak
Ağulu bitkilere dolanmış salkım
Güneşten yağmur boşanacak
Yetsin demir çağının beyliği
Yeni bir gün başlıyor demek
Yeryüzünde korkusuz yaşamak
…….
Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
Seyreyle deli ozanı
Baştan başa sevda, baştan başa tutku
Dili baldan tatlı”
Kayaköy’de kadim dostlarımız “devekuşları”mız yok ortada, çınarımızdaki
baykuşumuz da göstermedi kendini. Biz de Gemile - Afkule yol ayırımında
bırakıyoruz servislerimizi. Karagözlere ineceğiz, yolumuz uzun.
Yusuf Bey
gerekli açıklamaları yapıyor, artçımız
Ümit. Çam ağaçları olanca yeşilliği ile önümüzde. Bahar çiçekleri
geçiyor, havamız yaza dönüyor. Gelincikler papatyalar. Zincir olduk
patikamızda, ilk meyve molamız Afkule tepesinde. Biraz soluklanıyoruz, deniz
enginliği ile Göcek adalarına kadar uzanıyoruz.
Keyifli, bilindik bir parkur. Kayaköy çobanlarının
patikaları antik kentleri bağlayan Likya yolları ile bütünleşik. Haçbel
kalıntılarına ve koca meşe ağacımıza merhaba diyor, kalıcılığın güzelliği ile
sol taraftan patikamızı buluyoruz. Sağ tarafa gidersek Kayaköy’e ineriz.
Turunçpınarı sırtlarındayız. Yazın habercisi ahlat
ağaçlarının çiçekleri. Öbek öbek ahlat ağacı var bu tepede. Deniz bize , biz denize eşlik ediyoruz bir
süre. Hafif puslu bir hava , deniz üstü de büyülü. Adalar nazlı, Göcek’e doğru
tepeden bakıyoruz. Kalıntılarla dolu dağlarımız. Tünel girişimizden(metro
girişi diyoruz biz) sonra yosunlu kayalar, kayalarda açmış sıklamenler ve
keskin mersin yeşili ve kokusu ile üçkuyular geride kalıyor.
Öğle molamız tepede tam Karagözlerden yukarıda. Kayalar
koynunda rüzgarı kesmiş oturmuşuz. Papatyalar arasında olunca hünerli eller taç
yapıyor. Ayşe ‘nin ellerine sağlık, bütün kızlarımız birer prenses oluyor.
Nuray ve Özüm’ün taç giyme törenleri daha bir başka ! Grubumuzun prensesleri. Taçlar asıl sahiplerinde,
Elif ile Süheyla’da kalıyor sonra. Gülen
yüzüne öyle de yakışmış ki her ikisinin !..
Karagözleri Kayaköy’e bağlayan orman yolu piknikçilerle dolu.Yürüyoruz,
şiirlerle türkülerle yürüyoruz. Selamlaşıyoruz doğanın tadını çıkaran şanslı çocuklarla.
Bir de temiz kalsa her yer daha da mutlu olacağım.
Derken yeşil bir araba, arabanın rengine bakıyoruz
da içinden çıkan tam bir sürpriz bizim için. Grubumuzun güzellerinden Seval,
koltuk değnekleri ile önümüzde. Bravo diyorum, şimdilik destekle yürürsün ama
seni dağlarda görmemiz yakındır. Azimlisin Seval’cim yine aramızda
olacaksın.Tek tek kucaklaşıyoruz Seval’imizle yürüyüş coşkumuza ortak ediyoruz onu . O da
keyfine devam edecek Serdar, Ebru ve Tülay arkadaşlarımızla.
Tepeden iniyoruz şimdi Boncuklu kavşağındayız.
Sürücülerimiz çaylarımızı hazırlamışlar sağ olsunlar, keklerimiz de Ayşe ve
Süheyla’dan. Yorgunluğumuz sıcacık çayın içten söyleşileri ile yok oluyor. Servislerimize
pay ediliyoruz, talı bir mahmurlukla evlerimizdeyiz.Atiye KAÇAR
Katılımcılar: Yusuf Çilengir, İhsan Erol, Rasih
Küçükünal, Süheyla Coşkun, Fatih Doğan,
Şakir Sarıoğlu, Ümit Dilsiz, Beyhan Yörük, Fatih Alpgiray, Atiye Kaçar, Elif Ayan, Necla Günal, Ulrike- Ali
Engin, Nuray Ünsal, Özüm Girgin, Zeynep
Karaca, Zeliha- Cey Hun Beyazova , Nizam Şimşek, Baha Ünsal,Arife
Güven, Hatice Bilgin, Hüseyin Çatal, Ali Gaffar Çit, Sefai Güner, Ramazan Demir, Emin Demirci, Nurettin
Özdemir, Fatma- Osman Beder, Faik
Dontlu, Elif- Seher Döğerli, Aysen Erten, Emine Karakaya,Gönül- Kerim
Gürhan, Gülsüm Akkuş, Sami Atik,Can Eker, Baha Ünsal, Ayşe Kuşkonmaz, Ali
Demin, Gonca İpek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder