RENKLERİN DANSI
Karabel- Belarası- Karatepe- İncealiler/ 17 km /
22.10.2017
Yayla
yolundayız bugün. Karabel’den
başlayacağız yürümeye, zor bir parkur. Sabah çıkıyorum yola coşkuyla. Geçen
hafta inişte ayak parmakları hasar gören var mı diye düşünüyorum, Hamza eksik
dolmuşta, Necla, ayak hasarlı, diyor. Selamlaşıyorum Yusuf Bey ve arkadaşlarla,
Ümit’in burnu sarılı, geçmiş olsun.. Gece düşmüş, tansiyon sorunu olmalı
üzgünüm.
Toplanıyoruz
Mercan Pastanesinde. Ege maskotumuz olacak, katılmış aramıza. Aile sıcaklığı
ile selamlaşılıyor sıcak çaylardan sonra, servislere biniliyor.
Masmavi
bir gök, pırı pırıl bir hava, renkler capcanlı. Çam ağaçlarının yeşiline
Dereyol’da kavakların, erguvanların kızıllığı, sarılığı karışıyor.( biz çınara
kavak, kavaklara selvi deriz!) İşte diyorum gönlümce, işte sonbahar renkleri.
Yayla yolunda mısırcılar boşaltmış ahşap konaklarını. Yalnızlaşmış, ıssızlaşmış
banklar, sonbahar hüznüne ortak. Karabel Tüneli çalışmaları, bozmuş yeşili taş
ocaklarından sonra. Karabel’in tepesinde, 1300 metrede iniyoruz servislerden,
keskin bir yayla ayazı titretiyor bedenlerimizi, hadi bir an önce yürüyelim.
Sağa
çıkıyoruz, tırmanışımız başlıyor. Ardıçlar arasında esrik sonbahar kokuları.
Yusuf Bey önde, Ümit artçımız. Ahmet Abiler de başlamış yürüyüşe. Seval
Eğitimsen’in dayanışma pikniğine gidemediğinden şikayetçi:Yürümek hareket;
ancak zor bugün. 1400 metrelere çıkyoruz, karşımızda Belarası, Bayır mahalleri sarı sarı bahçeleri ile
yeşiller arasında. Belarası yolundan sola döneceğiz. Tahta oluğu ve
alafı(yalağı) ile kuşlara, çoban koyun ve keçilerine su veren çeşme başında
meyve molamız. Şakir Abi anımsatıyor geçen yıl suyu bol akıyordu, kesilmek üzere şimdi. Ardıç
kuşlarının nesli tükenmek üzere, ardıçlarımızın da sonu tehlikede.
Yaylalarımızda sonbahar renkleri dansta. Kavaklarımız kavuniçi,
kızıl-sarı: selvilerimiz sarı , yeşil-sarı; armutlar, şeftaliler kahve-sarı.
İlle de sarı, ille de sonbahar. Önümüze değil, karşı yamaçlara; karşı dağlara
çakılı gözlerim. Sonbahar hüznü çöktü gönlüme, yorgunluğum ondan belki.
Yürüyüşler yormaz beni oysa. Ayrılıklar, zamansız acılar depreşir günbatımı
kızıllığı ile sonbahar renklerinde. Ersin iyi fotoğraflar bu renkleri, Fatih
Bey ile, merakla bekleyeceğim.
Öğle
molamızda öbekleşiyor Yörük göçü misali seriyoruz güne terli giysilerimizi. Yan
masa ikramları coşku ile bölüşülen sevgi. Tarçınlı zencefilli çaylar, Seval’in
meyveli kokteylleri. Ege uzansın dinlensin boylu boyunca, Rasih Bey’le koyu
sohbette sonra.
Tırmanıyoruz, Karatepe’de 1650 metrelerde sedirler karışıyor ardıçlara.
Asırlık ardıçlar arasında tarih öncesi
gizemi. Hele yıldırımlara yıllara
dayanamayıp devrilen koca ardıçlar arasında ürkü dolaşıyor doğallıkla. Kar buz
ağırlığına dayanamayan dallar yere eğilmiş. Kabuğu soyulmuş ardıçlara
bakıyoruz. Dedemin değirmeninin çatısı kiremit yerine ardıç kabukları ile
kaplıydı. Gönül de Atlıdere köyündeki eski evlerinin çatısının ardıç kabukları
olduğunu söylüyor. Kabuğu soyulan ardıçlar dayanamıyor doğanın karlı buzlu zor
koşullarına. Seki ovasını gören zirveyi aşıyoruz 1550 metre, çoban yerleşkesi
ovaya doğru uzanmış, çoban var sesleniyorum, adını soruyorum bu yörenin.
Sarıbayır, diyor. Bütün ağaçlar sararmış zaten bahçelerde. Adını hüzünlü
yaprakların sarısından mı almış?
Zirve
yordu tüm ayakları, engin keyifli şimdi. Orman koyu rengi ve güzel güzel ağaçları ile serinletiyor
gönlümü. Umut oluyor yeni oluşturulan sedir ormanı. Tepeler boyunca uzanıyor
kara-yeşilleriyle.Seki ovası uzanıyor tepeleri ile. Yol buluyor çocukluğumu çağıran Ay dağının dibine
gidiyorum gözlerimle. Dağların eteklerine serpilmiş Seki’de Temel’de Ceylan’da
Dont’ta, Urluca’da renklerin dansı. Biz
de İncealiler köyüne sarı sarı yapraklar arasına iniyoruz. Güz bereketi taşıyan
bahçeler yalnızlaşmış, yazlıkçılar kentlerinin yolunu tutmuş, sarı yapraklar
yollarda , bahçelerde balkonlarda. Kapı
pencereler kapalı, yollar yalnız. Köy meydanında, çeşme başında, sarı
yaprakları ile dut ağacı altında yapılmış semaverde çaylarımız. Sağ olsun
sürücülerimiz, yorgunluğumuz sıcak dost söyleşi ve sıcak çay ile eriyip
gidiyor.