Sosyalist ülke. Yıllardır ambargo altında,
yoksul sokaklar. Sağlık eğitim ve barınma gibi sorunları çözümlenmiş, okuma
yazma oranı yüzde yüz, özgür bir ülke. Çeşitli yiyecekleri, reklam panoları,
renkli sokakları, çeşit çeşit eşyaları yok ama mutlu insanlar var. Resim, müzik
, bale gibi sanatlar gelişmiş. Hemen her evden canlı müzikler geliyor. Kıvrak
Küba ezgileri sokaklarda. Sokaklar bakımsız, evler dökülüyor, eşyalar eski. Çocuklar
süslü, kadınlar rahat. Sokaklarda özel popoları ile kadınlar.
Küba’ya gidiyoruz, kapitalizmin kucağına
hazırlanan Küba’ya.
30 Kasım 2014
İstanbul’dan gece yarısı yola çıkıyoruz
Nilgün ile.Havaalanında buluşuyoruz Necla ve Hamza ile.Amsterdam Schiphol Havaalanına uçuyoruz önce . çok uzun bir süre
sayılmaz.Üç buçuk saatte iniyoruz sisli bir havada Amsterdam Schipol hava
alanına. Çok kalmıyoruz, KLM uçağı ile Küba- Havana’ya havalanıyoruz.işte uzun
uçuş şimdi. Onbuçuk saat sürüyor yolculuk. Uçak çok büyük, yeme içme, ikram
bol, zaman hızlı geçiyor. Havana Jose Marti havaalanına akşamüstü ulaşıyoruz.
Saat farkı olduğu için gün bitmemiş, İstanbuldan çıktığımız andan itibaren
yirmi dört saat geçmiş.
Hoanita karşılıyor bizi daha önce
ayarladığımız Casa’da. Odalarımıza yerleşiyor,
ilk gözlemlerden sonra akşam gezisi ne çıkyoruz şehre.
Casamızda eşyalar babaannemizin eski
eşyaları gibi. Klasik eski tip koltuklar, büfe vs. ancak temiz. Eski Havana
burası.
Sokaklar daracık, binalar eski, müzik
sesi geliyor hemen her yerden. Eski meydanı geçiyor, daha sonra da
uğrayacağımız bir restaurantta ilk mohitomuzu içiyoruz. Hamza ilk ıstakozunu da
yiyor tabii. Yol yorgunluğu ile yatıyoruz ancak gece saat üçte uyanıyoruz
hepimiz. Yeni saate uyum süreci.
1 Aralık 2014
Tropikal meyvelerin ağırlıklı olduğu
kahvaltımızdan sonra başlıyor şehir turumuz. Bisiklet taksiler önümüzde
yanımızda. Meyve satan tezgahlarda muz, ananas, guayamo, mango, karpuz var daha
çok. Yapılar eski ve bakımsız, Capitol’e geliyoruz. Neoklasik yapıda, görkemli
kubbesi ve uzun granit sütunları ile dikkati çekiyor. Capitol Amerikan
egemenliğini gösteriyor, etkileyici bir yapı,
Washington'da ABD Capitol Binası ve Paris'teki Pantheon sonra
modellenmiş, 1926-1929
yıllarında yapılmış. Devrim öncesi, Beyaz saraya öykünme izi.
Katedral meydanı eski kilise,
eski binalar… Renkli bir meydan, festival afişleri de gördük bu meydanda
gösteri hazırlığında çocuklar da. Küba müziği eşliğinde içiyoruz mohitomuzu.
Partagas puro fabrikasına uğruyoruz, açık değil, fabrika girişinde kafe bölümü açık yalnızca.
Puroyu buradan almıyoruz.
Öğle
yemeğinde Paladar Roncho Luna’yı buluyoruz, meydanda. Temiz bir ev lıokantası.
Soslu ıstakoz güzeldi, siyah fasulyeli pilav da yanında.
Öğleden sonra bisiklet taksi ile Hamingway’ın sevdiği bar’ı görüyoruz,
çok kalabalık, küba müzikleri içeri girmeden Devrim Müzesi’ne gidiyoruz.
Devrimin izleri üzerinde yürüyoruz. Bahçede sürekli yakılan devrim ateşi
etkileyici. Sierra Maestra Dağları’ndaki halleri ile Camilo
Cienfuegos ve Che Guevara’yı gerçek boyutları ile
canlandırılmışlar.
Gece anacadde dışındaki yerler
sakin. Bizim favorimiz Cafe de Paris
oldu. Yerel sanatçı’nın sesi çok etkileyici.
2 Aralık-Havana
Sabah 9.30’da çıkıyoruz yola.Hamıngvay’ın
kaldığı oteli buluyoruz , biraz soluklanıyoruz. Fotoğraflarla Hamingway’ın
yaşamı na bir yolculuk başlıyor.
Malcolm cadesi deniz kenarında .
kafeler var özellikle yerli parası geçen. Yürüyoruz, Vedada- yeni Havana- da
mezarlık var büyük. Hamza içlerine kadar gidiyor , kapıları görkemli, mezarlar
bakımlı.Devrim meydanına yürüyoruz.
Devrim Meydanı dünyanın en
büyük şehir meydanlarından biri.
Çelikten Çhe ve Camilo Cienfuegos’un çelik heykelleri ve Devrim anıtı .
geziyoruz.görkemli, 1 Mayıs kutlamalarının görkemini düşündüm. Eski Havana’ya
yürüyerek dönüyoruz.sokaklarda küçük dükkanlar , kafeler var. Bir tane de alış
veriş merkezi var. Küçük bir merkez, kalabalık.
Eski
Havana’ya dönüyoruz. Bir kadın saç örüyor, boncuklarla. Necla bir fırsat
veriyor sonra da kurtulamıyoruz kadından.
3
Aralık Havana’dan ayrılış
Saat
dokuzda çıkıyoruz yola. Santa Clara’ya bir taksi ile gidiyoruz. Yollar bakımlı,düz
arazi; inek sürüleri,şeker kamışı tarlaları, birkaç insan var ve köyler geçiyoruz.
Santa Clara: Devrim meydanı ve Che’nin dev anıtı ve Devrim
Tarihi Müzesi’ni dolaşıyoruz. Yaşanan acılar ve ulaşılan zafer… Buruk, kırık,
gururlu, onurlu dolaşıyor, sürekli yanan devrim ateşinde, devrim için canlarını
verenlere ışıklar sunuyorum yüreğimden. Yola devam ediyoruz, akşamüzeri Cienfagus’tayız.
Cienfagus:Pepe Casa’da İlk Mohitomuzu Kafe sahibi yapıyor.
Temiz, güzel bir casa. Küçük bir şehir. Yapılar daha bakımlı. Şehir meydanı
bakımlı yapılarla çevrili. Dans çalışan
öğrenciler vardı. Tiyatro binası dikkat çekici.
Hediyelik eşya standlarının da bulunduğu ana caddeden deniz kıyısına
kadar keyifle yürüyoruz. At arabası ile
bir şehir turu keyifli. Günbatımı paliyelerle. Sokaklarda yine çok renkli tabelalar yok. Devrim önderleri ve
devrim ile ilgili sözler var birkaç .
4 Aralık – Tirinidat’a yolculuk
Eski bir
Amerikan arabası ile yola çıkıyoruz.(3o cuc+5cuc) Botanik Bahçesi’ne uğruyoruz.
Görkemli Palmiyeler, tropikal ağaçlar, asırlık ağaçlar, yürüyoruz ,
fotoğraf’tan sonra yola devam ediyoruz.
Tirinidat:Taş döşeli kaldırımları ve daracık sokakları, renkli yapıları ile şirin
bir şehir. Casa sahibi Hulyo kızı ile çalışıyor.Kız 19 yaşında, bebeği varmış 8
aylık. Casa’da balık pişirtiyoruz( ama beğenmedik).Şehir merkezi çok hareketli
ve bakımlı. Kilise, müze, sanat galerileri ve dükkanların bulunduğu meydan
cıvıl cıvıl. Meydanın biraz ilerisinde
halkın alışveriş ettiği bir Pazar , et süt çok satılıyor, halk yoksul ama
mutlu.Müzik her yerde. Kafenin
birinde müzik eşliğinde Pinekolado
içiyoruz bu kez.
5 Aralık.Ancon Plajı
Kahvaltımızı kendimiz hazırlıyoruz.Taksi ile Ancon Plajı’na
gidiyoruz.Oldukça doğal bir plaj, oteller (sanırım üç otel vardı)kıyıdan uzak.
Plajda kalın yapraklı koca gövdeli, kökleri dışarıda ağaçlar ve palmiyeler var.
Pırıl pırıl bir kum ve masmavi deniz.
Mercan kayalar turu çok keyifli.(Çok iyi yüzemediğim için ben gidemedim Nilgün
de gitmedi.) Hindistan Cevizi suyu içiyoruz romla.Plajda hiç yapı yok, halkın
malı her yer… denizden çıkmak istemiyoruz.
6 Aralık Gamaguay
Sabah saat
dokuzda Yine ayarladığımız bir taksi ile yola çıkıyoruz. (120 cuc)Casa’mız
güzel, piyanomuz bile var. Gamaguay sokaklarındayız. Yine tek katlı evler,seyyar
meyveciler, çeşiti az bakkallar, taş döşeli sokaklar. Sosyete sokağına
çkıyoruz, oldukça renkli. Alışveriş dükkanları biraz daha zengin burada. Sinema
var epey hareketli, yine müzik.Eski
kentte kilise karşısında , meydanda oturuyoruz.
Bisiklet taksi ile otogardan visiual bileti almaya gidiyor Hamza ile
Necla. Biz sokak aralarına kadar dolaşıyoruz. Yemeğimizi meydanda
yiyoruz.(ıstakoz)
7 Aralık – Santiago De KÜBA
Öğleden sonra Devrim Meydanının yanında Visiual durağı. Casa
sahibi bekliyor, merkeze geliyoruz. Merkez çok hareketli, gürültülü. Meydana
yakın bir yerde casamız, gürültü çok, bir gece konaklıyor, yer değiştiriuor,
Dores’in Casasına geçiyoruz.öğleden sonra şehir turumuz. Cadde boyu hareketli,
her yerden müzik geliyor.Dolores Meydanında biramızı içiyor, yemeğimizi yiyoruz.Castro’nun ilk konuşmasını yaptığı
mavi balkonun altında meydandayız. Coni ile anlaşıyoruz, bizim peşimizde artık
Coni, rehberimiz oluyor.
8 Aralık –Doris
Dorisin Casasına taşınıyoruz. Sonra Havana’ya dönüşümüzü
ayarlıyoruz. Turizm bürosundan aldığımız bilgilerle en uygun yolu buluyoruz.
Holgun şehrine gidecek, uçakla döneceğiz. Biletlerimizi alıyoruz. Şehir
turumuza davam.
Batista’nın balkonundan okyanus seyrediyor,Moro kalesine
çıkıyoruz.Kalede eşsiz deniz manzarası eşliğinde dolaşıyor, ağaç oymacılığı
yapan stantları ağaç işçiliğini izliyoruz.Yine kale ve okyanus manzarası
eşliğinde ıstakozumuzu yiyoruz. Akşam Tropicana izleyeceğiz.
Müzik, dans, kareografi, hareket, ilginç giysi ve
aksesuarlarla dolu dolu bir gösteri….
9 Aralık-La Piedra Dağı
Küba’ya özgü çhevrolet’miz geldi. La Piedra dağına
tırmanıyoruz araba zikzaklarla yükseliyoruz,dağlar yeşille örülü.Koca ağaçlar
sarmaşıklarla , eğrlti otlarıyla dolu. Orman kulübesinde mola veriyor,Guayo
meyve suyu içiyoruz. Zirveye yürüyoruz. En tepe noktaya merdiven yapılmış,
dağın başı seyir tepesi olmuş. Görüş açısı 360 derece. Okyanus, Santiago de Küba
ve başka şehirler uzayıp gidiyor. Çok dağlık bir bölge değil. Tropikal iklimin
yeşilliği göz alıcı. Palmiyeler, şekerkamışı tarlaları…
Dönüş başlıyor, Kahve müzesini geziyoruz. Kahve ağacı, yeşil kahve taneleri, kahve kavuran kadınlar...
Sonra kahve müzesi; müzede kölelere yapılan işkence aletleri, kahve
toplama gereçleri, kahve değirmeni… taze kahve de içiyoruz.
Dağın eteklerinde Tarih Öncesi Müze parkı dolaşıyoruz.
Dinazorlar geniş bir alana özenle yapılmış. Kocaman, gerçek boyutları ile…
Okyanusta da denize girmek için plaja uğruyor, deniz
güzelliğine dalıyoruz.
10 Aralık:Şehir turu
Santiago da Küba sokaklarındayız. Devrim meydanına
yürüyoruz,bisiklet taksi ile dönüyoruz. Santiago De Granda otelin (Tek yüksek
yapı)terasında şehri inceliyoruz. Akşam Doris’in yeğeni ile bara gidiyor,binbir çeşit insanla binbir çeşit
dans ediyoruz
11 Aralık:Guayon’da bir otldeyiz
Santiago De Küba’dan ayrılıyoruz. İlk defa sarı taksiye
biniyoruz, Guayon’da Riu Playa Turguesa oteldeyiz. Her şey dahil, büyük bir
otel.sahile iniyoruz, beyaz kum. Hava kapalı. Bol deniz ürünleri,yeme içme
günü..
12 Aralık
Oteldeyiz, Kapalı bir hava, rüzgar… Deniz kenarı yürüyüşü
güzel… günboyu salsa, mohito, kübalibre, pinocalado,daikiri, ice coffee,rom…
Deniz seyri, deniz ürünleri…
13 Aralık- Havana’dayız
Tekrar Hoanita ileyiz. Casa’ya yerleşiyor,son ıstakozumuzla
mohitolarımızı içiyoruz.Paris Cafede sanatçımızı da dinliyoruz. Hediyelik eşya
satan yerleri de keşfettik, alışverişlerimiz de tamam…
14 Aralık
Havana turuna devam yapmadığımız tek şey, üstü açık chevrolet
ile gezi idi. Havana’nın mahalleleri arasında dolaşıyor, arabamız Vedado ‘da
bozuluyor, yürüyerek dönüyoruz.Hoanita ve Küba’ya hoşcakal , diyoruz. Saat
17(Türkiye saati ile 24oo)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder