30 Ocak 2017 Pazartesi
KARDAN SONRA BAHAR HAVASI
Çenger, Güney, Maden Yolu, Karagedik /22 Ocak 2017
Dağlarda kar, Fethiyede bahar. Yağmuru özlemiştik, dağ taş kupkuru derken kış birden bastırdı, kara durdu tüm yurt. Karakış dişini gösterdi, yollar, hava alanları kapandı, okullar dondu, kış zorladı.
Kış devam etse de tüm yurtta Eşsiz fethiyemiz güneşi ile bahar havasına dönüverir. Bu pazar da günlük güneşlik bir hava, düşüyoruz yollara, varalım dağlara.
Karagedik’ten Çenger yoluna çıkıyoruz. Dağlar arasından yol bulmuşuz, çamlar arasında zikzakla çıkıyoruz tepeye. Yalçın kayalar yol vermiş de köyler kente bağlanmış. Çenger, içinde cami olan köy mü , diyorum, bir gülümseme suratlarda. İçinde cami olmayan köy bir tane: İzmir- Bademler köyü. Ne çok camimiz var da bir o kadar okulumuz yok.
Çenger dağlar arasında eski yerleşim yeri olan köylerimizden. Köyün camisi yeşil kubbesi ile hemen göze çarpıyor. Caminin yanında Osman Efendi Türbesi de var. Türbe umarsız hastaların, çocuğu olmayanların uğrak yeri. Çenger’de , 1800’ lü yıllarda nüfusu iki binden fazla imiş. Yörede büyük bir savaş yaşanmış olmalı ki adının “cenk”ten türediği söyleniyor. Bağarasında çok eski ve tarihi mezarlık da büyük bir savaşa işaret ediyor. Yine dağlarda görülen kaya evleri, Bağarasında bulunan büyük kuyu ve taşköprü geçmişin anıtları olarak duruyor.
Çenger köyü kıyısında iniyoruz servislerimizden, zorlu bir rampa önümüzde. Patikamız Çenger Dağı( yerliler Hatçana Dağı diyor.) zirvesine doğru kıvrılmakta. Aşağıda Çenger Ovası bakımlı tarlalar ve birkaç ev yeşiller içinde.
Kardan sonra bahar havası yaşıyoruz. Toprak yumuşak, suya doyamamış henüz. Yağışlar yetmemiş. Çam ağaçları pıynarlar makiler arasında zirveye ulaşıyoruz, Akdeniz uzanıyor ötelerde. Fethiye’miz ovayı dolduran beton yığınlarını örtmeye çalışıyor sabah sisleri, pusları içinde. Deniz bakır kızıllığı ile adalar arasında. Kızılada çok yakınmış kıyımıza.
Tırmanışta yorulan bedenler meyve molası ile dinleniyor. Enver Abi, “Atiye’nin yürüdüğü yolu ben zaten yürürüm” diyorsun da yeni çıkıyorsun sen dağlara. Fazlaca yoruldun bugün. Birkaç hafta yürümen gerekli. Yolumuz uzun, yürüyüş devam. Zirveden güneye inişteyiz. Güneşe karşı Güney Mahallesi evleri ve çoban yerleşkeleri kuzu sesleri ile dolu. Köpekler karşılıyor bizi. Bahar müjdecisi kuzular analarının peşinde. Karayer mahallesinde düzen tutmuş Osman Amcamız, evini ve çevresini şenlendirmiş gürül gürül sularla. Zeytin ağaçları asırlık yaşamın sakin tanıkları. İnişimiz devam, orman yolundan maden yoluna çıkıyoruz. Kapatılan krom madeni ocakları ve Susam Deresi içlerine kadar eski madencilerin kullandığı taş yapı kalıntıları. Dere boyunca taş duvarlarla sağlamlaştırılmış madencilerin kullandığı yollar. Kayalar bir başka parlıyor krom madeni karışımı.
Dere boyunca yol sürüyor, birden Karagedik Mahallesi açılıyor bir üçgen. Yine yüzyılların ötesini taşıyan taş değirmen oluğu tarihin derinliklerine götürüyor bizi. Sera denizi Karagedik sebze yetiştiriyor ihracatımız sürerse kazanacak çiftçilerimiz(!). Dolmuşlarımızı buluyoruz semaverlerin buğulu dumanları arasında. Yorgunluk çaylarımız hazır, sağolsun sürücülerimiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder