GÜZEL
GÜNLERE ÖZLEM
Karabel
Kürdük- Naldöken – Bayır- 17 km.
Uykusuzdum geceden, patlama acısı ile sabahladım.
İstanbuldan döneli iki gün olmuş. Oğlumla yürüdüm iki gün önce Maçka Parkında.
Patlamanın olduğu noktadan geçtik , üzgünüm üzgün… Amansız bir patlamada
savrulan canları uğurluyoruz sonsuzluğa.
Yaralıları yaraları, yangıları, yoklukları, suskun kocaman gözler ile gözlüyoruz:
yaraları nasıl onaracağız. Çeşitli hastanelerde, Şişli Etfal’de sayısı belli
yaralıların. Ya örselenen zihinler, acı ile yanan yürek yaraları, parçalanan
bedenlere tanıklık edenlerin göz çukurlarına
çöreklenen yaralar nasıl sarılacak? Yaralı sayısını biliyor muyuz?
Çocuğunu yitiren ananın yarası sarılabilir mi ? Babasız büyümenin yarası sarılabilir mi? Acıya tanıklık eden yürek
yarası sarılabilir mi?
Pazar
sabahı alışılmışlıkla, zor anlarımın sığınağı dağlarımıza sığınma dürtüsü ile
düşüyorum yollara. Yürüyüş grubumuz da aynı buruk kırıklıkla, üzgün gözlerle
selamlaşıyor. Patlama ile ilgili bilinmezleri çözmeye, bilinen gerçekleri de
acıyla söylemeye , söyleşmeye çalışıyoruz. Lütfen gündemdeki başkanlık,
anayasa, seçim , sayım konularını geri çekin. Sokaklarımızda akan kanın
durdurulmasının umarını bulmaya çalışın. Ölümlerden ölüm beğeniyor gencecik
canlar. Nerede ve nasıl ölelim? Umarsız
hastalıklarla mı, amansız yangınlarda mı, kör kurşunla mı, bombalarda
parçalanarak mı, Halep’te savaşarak mı?…
Sayın yönetimdekilerimiz, gündem önceliğimiz ölümlere umar bulmak olsun!
Kış kendini iyice hissettiriyor,
yayla yolunda olunca da üşüyeceğİz, diyoruz. Karabel’de zirveye ulaşmadan
iniyoruz servisimizden. Çamlar arasına düşüyoruz. Yayla göç yollarını
izleyeceğiz sahile doğru. Çobanların kaval seslerini yankılayan kayalıklar ses verecek.
Kürdük’ten dönüyoruz sahile doğru. Arge
ekibimizin keşfi yeni patikalar ile Naldöken altındaki yalçın , dik , sıra
kayalıların üstüne kadar iniyoruz.Tepeler arasından Ören Çayı’nı Karanlıkiçi Mağarasını
görüyoruz. Biraz daha açılınca engin ova uzuyor,Sahil Ceylan , Ören evleri
yayılıyor.
Molamız kayaların tepesinde. Tepeleri, tepeler arkasını gözleyerek
yiyoruz yemeğimizi. Ören Çayı’nın dağlar arasından kıvrılarak ovaya yayılışını
izliyoruz. Güneş güzel, çam ağaçlarının sarı-yeşil yaprakları pırıl pırıl
içimizi açıyor.
Çıntar arıyoruz, mevsim geldi ama yeterli yağış yok. Kuru kupkuru ağaç dipleri. Keçi çanları
yankılanıyor, Bayır Köyü’nden bir çoban koşturmakta keçileri ile. Yeşillik yok,
keçiler ne ile doyuyor? Bulur onlar yiyeceğini, dağ bayır dolaşıyoruz , diyor
çobanımız.
Yolumuz
uzun, yalçın kayaların aşağısına iniyoruz, yüklü bir katır geçecek kadar dar
yollardan . Kayalar bağrına örülmüş setlerle , özenle yapılmış yaya yolları.
Zikzaklar çizerek iniyoruz, yeşil deniz önümüzde güzelim ormanlarımız. Şimdi karşımızda kayalar dimdik. Kayalarda
gördüğümüz şelaleler yok. Vadiler mersinlerle dolu. Su yaşam katmış,mersin
ormanları kuru su yataklarında . kayaların önünden tırmanış var şimdi Bayır yol
sapağında Orman İşletme
Müdürlüğünün yangın söndürme havuzunun
yanına çıkacağız.
Zihinler dolu, yaşanılan acıları anlatıyorum dağa taşa. Kayalar çatlar,
kaldıramaz bunca ölümü. Yetmedi yetmiyor… Nereden , nasıl gelirse gelsin,
terörü ve terörü besleyen kaynakları, terörden çıkar bulanları şiddetle
kınıyor, lanetliyoruz bir işe yarayacaksa. Dağlarımız, taşlarımız , kayalarımız
çatlamasın, canlar yanmasın, önceliğimiz güvenli yaşam. Kaygılar deliyor
yürekleri. Hükümetimiz de bir an önce kana kan , şiddet, nefret söyleminden
güven ve barış söylemine dönsün dilerim.
Yürüyoruz, zor günlerde sağlıklı kalmak adına yürüyoruz. Dağda taşta var
olduğumuzu bilmek için yürüyoruz. Açılan yaralara bir ince deva bulmak için
yürüyoruz. Güzel günlere ulaşmak özlemi ile yürüyoruz. Akıl ve beden
sağlığımızı koruma , güçlü kalma, direnme dürtüsü ile yürüyoruz.
Zorlu
bir tırmanış var önümüzde, araç seslerini duyuyoruz karayoluna yakınız ama yolumuz da zorlu. Önümüze bakıyorum Yangın havuzunun ilerisinde
dolmuşumuz duruyor. Buğulu semaverde çayın kokusu sarıyor yorgun hücreleri.
Sürücümüz Zafer Bey hazırlamış çaylarımızı, sağ olsun.
Çaylarımızı yudumlarken kayıtlarımıza bakıyoruz , on yedi kilometrelik yol kat etmişiz. Güzel günlere
özlemle dönüyoruz. Atiye KAÇAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder