DENİZ Mİ OLSAM
( Montana- Kozağaç-
Kirme- Faralya Yürüyüşü. 15.12.2013)
Telmessos
Dağcıları bir hafta süren soğukların
ardından güneşli, güzel bir pazar sabahında yollarda. Soğuk var ama çok değil,
hele güneşle kış soğuğu hissedilmiyor.
Grup tamamlanıyor, Yusuf Çilengir Bey sayıyı tutturdu. Alışverişler de tamam
çıkıyoruz yola.
Ölüdeniz yolundayız, çam ormanlarına vuran
sabah güneşi eşliğinde pırıl pırıl her yer. İçimiz açılıyor daha denizi
görmeden. Ovacık’ı geride bırakıyor Ölüdeniz’e doğru eğilince sola sapıyoruz.
Likya yollarının başlangıç noktasında iniyoruz servislerden.
Fethiye’den Antalya’ya uzanan ve antik kentleri birbirine
bağlayan bu güzelim yollar doğaya tutkun ediyor bizi. Dünyanın dört bir
yanından gelmiş; dilleri, renkleri, ülkeleri farklı da olsa gönülleri bir
insanlarla karşılaşıyor, birlikte yürüyoruz.
Önce çam
ağaçları arasındayız. Toprak kokusu
adaçayı ve kekik kokuları ile yürüyoruz. Sağımızda Akdeniz uzanırken Ölüdeniz, Lagun çıkıyor karşımıza. Gün boyu da
dağlar arasından enginlere uzanan
Turkuaz tutkusu tutsak etmiş bizi kendine.
Çamlar
arasında Ölüdeniz küçük bir göl gibiyken kıvrıla yüksele yürüyoruz, Belceğiz
plajının iğne oyasından bir dantelcesine uzanışına kilitleniyoruz. Durup durup fotoğraf çekiyoruz. Makiler
başlıyor, Babadağ’a tırmanıyoruz. Yer yer zikzaklar çiziyor yolumuz. Güneş
güzel, ayazı kesiyor. Yürüdüğümüz için de üşümüyoruz. Gölge yerlerde kırağı
var. Hatta buzlar su birikintilerinde.
Yedi yüz
metrelere çıkıyoruz. Deniz büyüyor, tepeler küçülüyor. Şimdi yorulanlar, yollara dökülenler daha sık mola
istiyor. Biz de deniz seyrindeyiz. Ölüdeniz küçülüyor, yeşillikler arasında göl
oluyor. Nikolas Adası tarihi kalıntıları ile ortada. Gemile koyu, Soğuksu,
Darboğaz, İblis Burnu. Arkasında Kızılada,
Kapıdağ Yarımadası, Göcek adaları… Deniz deniz deniz…
Uzanıyor Akdeniz enginlere. Biz
Babadağ’ın yalçın kayalarına tırmanırken deniz tutkumuz depreşiyor.
Atlasak mı aşağıya. Önümüzde, dilimizde, zihnimizde deniz. Deniz mi olsak… :
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.”
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.”
Sonra
“DENİZ” olmaya karar veriyorum. Alabildiğine mavi, alabildiğine özgür,
alabildiğine engin…
Tırmanış bitiyor, Kozağaç Köyü’ne
yöneliyoruz. Aşağıda Kıdrak’ın yalçın kayalıkları. Deniz manzarası eşsiz. Birkaç ev ve doğal
yapıyı acımasızca katleden taş, beton birkaç yapı. Geçen seneden başlayan
yapılar biraz daha tamamlanmış, insan yok.
Orman yolu ile devam ediyoruz. Deniz güneşin
eğilmesi ile ışıklanmış, gümüşlenmiş … Yemek
molası ardından kayalıklar kırk haramiler gibi önümüzü kestiyor, şaşıyoruz. Kozağaç köyünde çocuklar çok şanslı. Çayır
çimende koşturduklarını doğa ile iç içe yaşadıklarını görüyoruz.. Okula
gittiklerini söylüyorlar. Derslerine iyi çalışıp öğretmen olacaklarına dair söz
alıyor, onları özgür yaşamları ile baş başa bırakıyoruz.
Zorlu
bir inişteyiz şimdi. Kirme köyünde yüzyıllık zeytin ağaçlarına baktıkça
kalıcılığı daha bir kutsuyorum. Mehmet amca’ya konuk olmayı unutmuyoruz. Şerife
Ninemle doksan seneden daha çok yaşamanın keyfindeler. Üzümlerinden ikram
ediyorlar. Dalında daha üzümler.
Geçen hafta esen rüzgar çam
ağaçlarını devirmiş, koca koca dallar kırmış, her yere çam kozalakları dökmüş.
Doğal budama olmuş.
Uçurumlardan atlarcasına iniyoruz
denize doğru. Kelebekler Vadisi’nin tepesindeyiz. Gün boyu bir yanımız dağ, bir
yanımız deniz yürüdük. Faralya’ya iniyoruz. Dolmuşlar bekliyor, yorgunluk
çayımızı da içmeliyiz deniz seyriyle. Yol kıyısında yazın canlı tesisler ıssız
kalmış. Bize açıyorlar sofralarını. Demlenmiş sıcacık çaylar kahkahalarımıza
karışıyor. Sağ olun dostlar. Haftaya
yine yine yine yürüyeceğiz… Atiyr KAÇAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder