ÖZLEDİK HEM DE ÇOK ÖZLEDİK
Sarsala Koyu- Kleopatra Hamamı/10.10.2021
Fethiye Dağcılık grubu özlemle bir
araya geldi. 8 Mart 2020’den beri yürüyememek, dağlara gidememek çığ gibi bir özlem büyüttü.
Dağları özledik,
denizi özledik ; ağacı yaprağı, taşı
toprağı, kurdu kuşu, börtü böceği ve yürüyüş dostlarımızı… Özledik hem de çok
özledik.
Bütün dünyayı kıskacına alan Covid 19 salgını, koronavirüs hastalığı
aşılarla kontrol altına alındı, biraz
rahatladık; kontrollü normal yaşama dönüyoruz yavaş yavaş. Yürüyüşlerimiz de başladı, mutluyuz…
Rehberimiz Yusuf Çilenger’in Pazar programını açıkladığı gün başladı heyecan. İlk yürüyüşümüz deniz ve dağ ile iç
içe, yaşasın! Sarsala Koyu’ndan Kleopatra Hamamı’na yürüyeceğiz
Pazar sabahı heyecanla uyanıyor
hazırlanıp yollanıyoruz Eski Fethiye Lisesi karşısına, Mercan Pastanesi önüne.
Sevgi ve özlemle selamlaşıyoruz, (gönlümüzde, yüreğimizde kucaklaşıyoruz).
Mesafemizi korumalıyız. Yusuf Bey kontrollerini yapıyor, yola çıkıyoruz.
Muğla yolundan Dalaman’a yöneliyoruz.
Daha önce ekili gördüğümüz tarlalarımız boş portakal bahçeleri arasında. Kuru,
kupkuru otlar… Kenarda meyve ağaçları güdük, susuzluktan umarsızca yağmur
bekliyor ot çöp ve kuru topraklarla ağaççıklarımız. Salı günü yağmur var, diyor
meteoroloji, dilerim düzenli yağar biraz , bereket gerekli.
Kapıkargın
Mahallesini geride bırakıp tepeye vuruyoruz. İki göl bekliyor sağımızda.
Sazlıklar arasında bir küçük göl “Baldımaz Gölü”, hemen sonrasında “Kocagöl”. Suları kıpır kıpır, hafif esintili. Geçen
senelerde sabah dinginliği ile sakin, dağını yansıtmıştı kucağına yalçın
kayalıkları ile.
Tepeyi
aşıyoruz deniz uzanıyor önümüzde. Yine kıpırtılı, masmavi sular, dağlar arasına sokulmakta kıvrım kıvrım. Yelkenlileri, yatları
ile yeşili maviye harmanlayan denizimiz karşımızda. Kıvrıla döne iniyoruz sabah
sakinliğinde nazlı nazlı uzanan Sarsala Koyu’na. Hemen sağa patikamıza
yöneliyoruz, bir an önce başlamalıyız yürümeye. Özledik ya…
Hafiften açılıyor ayaklarımız. Tepeye tırmandıkça deniz daha da açılıyor
önümüze. Ormanlar koynunda mavi sular , çam ağaçlarının esintisi serinletiyor
biraz. Havalar sıcak, orman içleri serin.
“
Bakıyorum ağaçlarımıza yangın yerlerini düşlüyorum . Manavgat ile yüreklerde de
büyüyen ve en güzel kıyılarımızı da
yakan yangınların acısını duydum . Her bir ağacın yasını tutuyorum gönlümde. “Orman Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre
2019 yılının 1 Ocak'ından bu yana, tam 1 345 yerde orman yangını yaşandı. Bu
yangınlarda 2 bin 987 hektar, yani 2 bin 765 futbol sahası büyüklüğünde, alan
kül oldu” Börtü böcek yandı, ot çöp, çiçek çimen yandı; evsiz yuvasız kaldı
hayvancıklar, insanlar acı içinde kıvrandı, kıvranıyor hala…”
Sonra
kıyıda, deniz kıyısında sürüyor patikamız. Deniz sesi ile yürüyoruz Akbük Hamam
Koyu’na kadar
Akbük
Hamam Koyu yatların ikmal yeri idi. Önceleri küçük bir
büfe vardı. Her yıl büyüdü büyüdü… Telle
çevrili alan genişledi. Bu sene ağaç evlerin biraz daha çoğaldığını, daha geniş
alana yayıldığını gördük . İyi, kapı bırakmışlar yürümeye.
Devam
ediyoruz, Kleopatra Hamamı’nda denizimize dalacağız. Mısırlıların kraliçelerini
korumak için yaptıkları doğudan batıya, bu koydan Güngörmez
Koyuna uzanan bugün yer yer yıkılmış koca bir duvar deniz
kıyısından geçit veriyor. “Kapı Koyu” adını da bu duvardan alıyor
Kleopatra’nın
tatillerde geldiği bu koyda kullanmak için yaptırdığı söylenen hamam
kalıntıları denizin içinde. Hızlı yürüyüşçüler dalmış sulara. Kalıntılar
arasında masmavi deniz serinliği tüm yorgunluğu alıyor.
Öbek öbek dağılıyoruz
ağaçlarımızın altına, dinleniyoruz biraz da.
Dönüşümüz aynı yoldan Sarsala
Koyu’na. Servisimiz bekliyor orada.
Sarsala Koy’u kalabalık şimdi.
Yazın son günlerinin tadını yaşamaya çalışıyor insanlar. Yürüyüşü erken
bitirenler de denizde. Kafe keyfimizle söyleşimizi uzatıyoruz.
Servislere
biniyoruz, gözümüz denizle, deniz enginliği ile kalıyor.
Yürüyelim
dostlar, gençlerimizle, çocuklarımızla yürüyelim. Dağlarımızı yalnız
bırakmayalım. Mermer ocakları ile böğrü deşilen dağlarımızı, maden ocağı için
kesilen ağaçlarımızı, hoyratça yok edilen ormanlarımızı yalnız bırakmamak için
yürüyelim. Sağlıklı olmak için
yürüyelim. Günümüzün sözü de “Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın
yol kadar güçlü ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın. Borıs Vıan” olsun. Atiye Taşçıoğlu Kaçar
Katılımcılar: Yusuf Çilengir, Dilek- Sener Şenol,
Mustafa Kemal Yalçın, Atiye Kaçar,
Aliye-Şerafettin İşçi, Abdullah Aslan, Fatma Pehlivan, Seval- Gaffar Çit,
Cengiz Özbek, Necla Günal, Faruk Şener, Hüseyin Dikiş, Ulrike-Ali Engin, Cafer
Özsayın, Sefai Güner, Kadir Gürol,Nuran Kaya, Bekir Akyol, Şevket Atlı, Can
Eker.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder