BURUK KIRIK BİR BAHAR
Karaağaç- Yağlı- Faralya,15 km . 01 / 03 / 2020
Yazamıyorum ne
zamandır, büyüdükçe büyüyor acılar. Biz ne kadar çoğaltmaya çalışsak da sevgiyi, paylaşımı, dostluğu, güzelliği
buruk kalıyorum, yarım kalıyorum. Acılar büyüyor bir yerlerde, çığlıklar
dolduruyor ak bulutları ile titrek gökyüzünü. Dağın ötesi, göğün ötesi
yankılıyor anaların kor düşen yürek seslerini. Nedenini bilmeden, neden diye
sormadan yürüyorlar bilinmez boşluklara gül yüzlü gencecik çocuklarımız. Toprak
utanıyor, dağ utanıyor, gök utanıyor, nazlı nazlı salınan bahar coşkusu
papatyalar utanıyor, ben yerin
diplerinde dolaşıyorum umarsız öfkemle ve utancımla. Al bayraklı otuz altı
tabut dilsiz, suskun, dingin, sonsuzluğa yürüyor acının çökertemediği
omuzlarda acı çığlıklarla. Bu son olsun
dilerim.
Fethiye Dağcılık
üyeleri toplanıyor dolmuş duraklarında, Ovacıkta tüm badem ağaçları ak çiçek
olmuş. Bu kışı da çıktık, doğa uyandı, cemreler düşüyor.ölüdeniz seyri ile Babadağ eteklerinden kıvrıla döne
yol alıyoruz. Kararağaç’a kadar gideceğiz, patikalarımız asfalta dönüyor.
Karaağaç uykuda henüz.
Köy içinde koca kavağımızın yanında iniyoruz servisimizden. Bir minibüs
kişiyiz. Köy çeşmesinde yeniliyoruz sularımızı, sonra yürümedeyiz. Ahlatlar
tomurcuklanmaya durmuş.
Yağlı’da çobanımız var
her sene bekler bizi. Nursel Hanım ve şirin kızımız Canan katılır aramıza.
Canan ortaokul öğrencisi, okusun diye kitap hazırladım bir çanta da ağır biraz,
olsun.
Karaağaç sokaklarına
dalmışken, Yağlı’da diye düşündüğüm Canan çıkıyor karşımıza. Bir sevinç bende ,
Hem canan’ı gördüm, kucakladım hem de kitaplarımı evine bıraktım. Çok
hafifledim, mutluyum.
Çok özel
patikalarımızdan yürütüyor yine rehberimiz. Yerler hafif nemli, Çam ağaçları
nazlı, toprak yumuşak, hava serin, daha ne isteriz ki. Yürüyoruz. Babadağ
eteklerinde, pürenlerle, kekiklerle, adaçayı ve zahterlerle yürüyoruz. Kıvrıla döne çoban yollarından Yağlı’ya
geliyoruz. Güneş dünkü soğuğa inat ısıtmakta doğayı.
Yağlı’da yerli ırk
inekler ve küçücük bir buzağı. Yeşilliklerde koyunlar ile. Çobanımız yok,
nedenini sormadım, Canan’ın babası ve Ağabeyi ile karşılaşacağımı düşünmüştüm,
naylon çadırlar boş. Yağlı’nın son çobanı da mı terk etti obasını? Karışık
duygularla öbekleşiyor, Hüseyin Bey’in tereyağlı yumurtalarını kokluyoruz önce, sonra bölüşüyoruz dostça.
Yayılıyor çimenlere, dinleniyor, sabah yorgunluğundan kurtuluyoruz.
Faralya ‘ya ineceğiz. Likya
yolları işaretli. Sarnıcımızın tepesinde
meyve molasındayız. Bu yıl da sağlam gördük asırlar öncesinden günümüze taşınan
taş duvarları. İle minik sarnıcımızı. İnişteyken deniz seyrimiz de başlıyor.
Kayalar arasından birden uzanıyor Akdeniz Ölüdenizden adalara doğru. Uzaklarda
Rodos adası dağları seçiliyor belli belirsiz. Deniz maviliğini Belcekız kumsalı
ile Kumburnu süsülüyor. Aklımızda, zihnimizde, dilimizde günün acıları:”Çocukları
ürkütülmüş bir dünyanın
Denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne?” diyorum umarsızca. Anaların çığlıklarına çocukların gözyaşları karışıyor. Bir de yerlerinden edilen, umuda yol alan çocuk feryatları oturuyor gündemimize. Sınırlarda sabahlayan, itilen, kakılan mülteciler.
Denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne?” diyorum umarsızca. Anaların çığlıklarına çocukların gözyaşları karışıyor. Bir de yerlerinden edilen, umuda yol alan çocuk feryatları oturuyor gündemimize. Sınırlarda sabahlayan, itilen, kakılan mülteciler.
Karışık karmakarışık
yürüyorum, zihnim zıplıyor nerelerden nereye. Yaşam kaygımızı anaların acıları , çocuklarımızın gözyaşları,
sevilenlerin sonsuz yolculukları dolduruyor.
Biliyoruz ki bir toprağa verdiğimiz bir askerciğimiz ardında bir ocak yakıyor.
Bu baba ocağı bu kor kor tutuşan
yıllarca yanacak ayrı bir ocak.
Yürüyüşümüz erken
bitiyor. Papatyalar, laleler ; bahar çiçekleri arasında erken iniyoruz
Faralya’ya. Fethiye’ye dönüyoruz dolmuşumuzla. Bir yerlere sığamadığımdan
belki merkezde inip yürümeye devam
ediyorum kordon boyu…
KATILIMCILAR:Yusuf
Çilenger, Hüseyin Dikiş, Aysel Yüksel, Ayşin Ragıpoğlu, Mustafa Yavuz, Atiye
Kaçar,Süha Aksoy, Cafer Özsayın, Emin Demirci, Musa Toyman, Şakir Sarıoğlu,
Nurşen Gürsoy. Gönül Gürhan, Kerim Gürhan, Sefai Güner, Hülya Yurtsever, Beyhan
Yörük, Gaffar Çit, Rasih Küçükünal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder