4 Mart 2015 Çarşamba

KARLI DAĞLARA KARŞI
(Fethiye Dağcılık Grubu, Üzümlü-Kılıçotu-Oyuk-Zorlar yürüyüşü. 22.01.2015)
           Fethiye Dağcılık yürüyüş grubu pazar sabahlarına gün güzelliği ile merhaba, diyor. Bu pazar da saat sekiz buçukta toplanıyor, gün sıcaklığı ile selamlaşıyor. Gereksinimler tamamlanıyor, sayılar tutturuluyor. Üç minibüs ile yola çıkılıyor.
           Üzümlü sabah pusu ile uykuda. Köyü köylükten çıkaran yapıları ile yaz mevsimini bekliyor. Üzümlü, serinliği  ve merkeze yakınlığı ile gözdesi olmuş İngilizlerin ve Fethiyelilerin. Yazlıklarla dolmuş,  kahvede görülüyor köylülerimiz, sokaklarda yabancılar var.. Dokuma tezgahlarında kadınlarımız geleneği renklendirerek sürdürmeye ve bir geçim yolu sağlamaya çalışıyor. Yaz boyu açılacak sergiler için üretim yapılmalı, emek sarf edilmeli.
            Cadianda yol ayırımında iniyoruz servislerimizden, Kılıçotu Mahallesi yönüne ormana giriyoruz. Hava serin, yağmur bekleniyor. Bulutlarla esrik bir gök var. Yerler çam pürçekleri ile dolu yumuşacık. Bastıkça  zıplıyoruz sanki. Patikadan tırmanışa geçiyoruz kırkayak misali. Meyve molası çabuk geliyor  zorlanan ayaklara. Biraz nefeslenip devam, diyoruz, yolumuz uzun on beş kilometre yürüyeceğiz.
             Karlı dağlarla çevriliyiz . Önümüz yanımız yöremiz çam ağaçları, karşımız karlı dağlar. Çok şanslıyız Fethiye’de. Masmavi deniz, yemyeşil orman ve karlı dağlar iç içe.  Sol yanımızda Çal dağı meydan okuyor ak başı ile göklere. Önünde Geyran  Dağı  yoldaş Çal’a. Karşımızda Akdağların  batı ucu sıralanmakta. Ak çerçeve ufuklarda bulutlara karışık. Bulutlar gökyüzü ile yeryüzünü kaynaştırmış. Karlı dağlar karşımızda şiir oluyor, dillere türkü oluyor.
           Dağlar içinde yol buluyoruz, dağlar üstünde , çam ağaçları içinde bir düzlük.Öğle yemeği molamızda dinleneceğiz. Ateşler yakıyor, öbek öbek dağılıyoruz. Yan masa ikramları, ateşe yaklaşanların ızgaraları, termoslarda taşınan sıcak çaylar…  Keyifle bölüşülüyor lokmalar. Sonra yeni dadandığımız kahveler… Ateşler köz olunca cezveler sürülüyor ocağa. Kırk yıl hatırı olan kahve kokusu yayılıyor çam pürçekleri arasına. Haydi devam yürüyüşe…
              Kılıçotu geride kaldı, dağlar zirvesinde yol alıyoruz.  Köyler uzanmakta, Murat Çamcı  bu dağlarda geçirmiş gençliğini. Abdurrahman Ağabey sayıyor. Solumuzda Sazak, Ortaköy, Paşalı Torosların eteklerinde sıralı. Sağımızda Girmeler, Kadıköy, Saklıkent , Yakaköy serpilmiş.Oyuk bahçeleri sıralanmakta.Aralarda bahar coşkusu badem ağaçları ak çiçekte. Çam ormanı tutsak etmiş kendine bizi. Mantar, çıntar, göbek arayanlar var. Kulak buluyorlar. Kulak, kırım kıvrım top olmuş bir mantar çeşidi.
               Oyuk zeytinlerle başlıyor. Ağaçlar düzgün budanmış, bakımlı. Şeftali ağaçları da çiçekte bahçelerde.  Zeytin bahçelerinde çalışanlarla söyleşiyoruz. Budama yapanlar, yabani ot temizleyenler tatlı bir telaş içindeler .
             Bahçelerde çalışanlar ses veriyor. Biri bizim Ramazan Doğan Bey ve eşi Zekiye Hanım. Bu senenin yağmurları ile coşkun akan dere kenarında zeytinlikleri. Pazar gününü değerlendirip bahçeyi şenlendiriyorlar. Çallı Dere diyor önünde söğüt ağaçları arasında kıvrılıp giden dereye. Sularımızın bolluğu kuraklık korkusunu öteledi kaygılı yüreklerde. Çoban çeşmelerimiz de akıyor. Molamızı veriyor, bir yudum sularımızı içiyoruz. Klorsuz kaynaktan çıkan tatlı sulardan şişelerimizi de dolduruyoruz. Necla :”Akşam çay yapacağım bu su ile.” diyor.
             Yollarda da traktörler karşıcı. Kiminde pulluk takılı, çift sürecek.  Kimi kasa ile budanan zeytin dallarını taşıyor. Köyümüzde ben de traktör kullanan biri olarak heyecanla yol kesiyorum;  traktöre atlıyor, yol alıyorum biraz. Sonra traktörü yoluna bırakıyorum. İniş devam ediyor. Ayaklar yoruldu, gözler servislerde.
        Fethiye ovasını sulayan kanal dolu dolu akıyor.  Suyun çekiciliğine dayanamıyor, fotoğraf çekiliyoruz. Servislerin de geldiğini görmüyoruz.
               Şimdi güzel yurdum insanı haberlerini  söyleşmeye başlıyoruz.Yorgunluk kokusu siniyor dolmuşlara. Mutlu  mutlu düşüyoruz  yollara. Haftaya yine görüşme dilekleri uçuşuyor. Atiye KAÇAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder