SWİNDON
Özgür İngiltere’de yaşamayı seçti, Swindon’da.
Görmeye gidiyorum oğlumu ve yaşadığı yeri. Yarıyıl tatili uygun bir zaman, vize
işlemleri tamamlanıyor, bilet önceden alındı. 20.01.2018 sabah yola çıkıyoruz,
Londra’da Özgür karşılıyor, öğleden sonra. Sarılıyorum sımsıkı oğluma, bir
taksi ile geçiyoruz evine.
Küçük , şirin bir ev. Küçük bir mutfak,
küçük bir salon ve alt katta bir yatak odası. Özlem gideriyoruz öncelikle.
Sabah uyanıyorum kahvaltı sonrası Özgür
işine gidiyor, biraz işlenip sokağa , geziye çıkıyoruz gün be gün.
Swindon
küçük bir kent. Old Town’da yaşanmışlık seziliyor. Tarihi kokan evler, geniş
mezarlığı olan kilise, asırlık ağaçları da olan parkı. Sonra alışveriş merkezleri,
şehir dışına kadar yayılmış. Tren istasyonu, çift katlı otobüslerin garajı(!),
ve uzun uzun bisiklet yolları. Şehrin içinde geniş parklar… üç tanesini
dolaştık ama daha var. En büyük park kentin dışında: Lydiard Park.
24.01.2018
Sabahın aydınlığı ile Özgür bisiklet
giysileri içinde yollanıyor işine. Biz
de atıyoruz kendimizi sokağa. Uzun bir yürüyüş bekliyor bizi. West Swindon
tabelalarını izleyerek ve navigasyon yardımıyla yürüyoruz. Anayola dik
sokaklarla bitişik düzende tek katlı evlerin sıralandığı mahalleler geride
kalıyor. Yer yer üç şeride çıkan otoban da dahil, yollar öyle çok geniş değil.
Trafik yoğun; ancak düzenli. Yürüyüş ve
bisiklet yolları var uzun uzun, yeşiller içinde ve trafikten uzak. Otoban ile
tren yolu arasında. Yaklaşık beş km yürüyüş ardından ulaşıyoruz en büyük parka.
Ldiard Park Ldyard ailesi
malikanesinin çevresi.