23 Şubat 2015 Pazartesi

BAHAR COŞKUSU
(İnlice-Kızlangedik-Kertmeç-Kovançukuru .15 02.2015)
        Fethiye Dağcılık grubu yürüyüşleri yeni parkurlarla devam ediyor.Arge ekibimiz Çarşamba günleri dağlarımızı karış karış gezip yeni patikaların peşine düşüyor.Rehberimiz Yusuf Çilengir’de farklı bir kan dolaşıyor dağların dilini anlayan. Maden ocakları yollarına çıkarıyor bizi.
            İnlice yolu yağmur yoğunluğunda  bulutlar arasında. Kertmeç yol ayırımında duraklıyor servislerimiz, yok devam edeceğiz, diyor Yusuf Bey. Orman içine kurşun parlaklığında kıvrılan ince asfalt yola dönüyoruz, sonra asırlık alın teri yüklü taş döşeli maden yoluna düşüyoruz. Binlerce ayak izi yüreklerde, denize krom ulaştırmış maden işçilerinin. Yağmur beklentimiz var, yağmur yok. Yeşil daha bir koyu çam ağaçlarında. Tatlı bir esinti ile yürüyoruz. Kırk kişi varız sanırım, üç minibüsle çıkmıştık yola. Yusuf Bey tutturuyor sayıları.
          Çoban çeşmeleri kurumasın, diyorum yol kenarında yalnızlaşan eskimiş çeşmeleri görünce. “Susuz yolcu yok şimdi dağlarda” diyor ya ozanımız kuşlarımızın öksüz kaldığını atlamış. Dağlarımızda çeşmelerin suyunu hortumla yerleşim yerlerine taşıyanlar da içimi sızlatıyor. Kuşların, böceklerin, hayvanların su kaynaklarını çalıyoruz. Su bulamayan hayvanlar da boşaltıyor dağlarımızı. Yalnızlaşıyor ağaçlarımız, taşlarımız, kayalarımız, bahar yağmurları ile renklenen pıtı pıtı çiçeklerimiz. Su kaynaklarımızı heba etmenin, kişisel kullanıma almanın bedelini de biz ödüyoruz. Çok canlının nesli tehdit altında, kaynaklarımız tükeniyor. Bu sene kış yağışlı geçti, ışıl ışıl kayalar, şırıl şırıl dereler. Kuraklık korkusunu da öteledik şimdilik.
           Maden yolunda tırmandıkça yoruluyoruz. Daha sık meyve molamız bu gün. İnlice dağlarında yükseldikçe zirveye doğru, uzaklarda denizimiz kendine çekiyor bizi. Önümüzde dik kayalar harami oluyor, yol buluyoruz aralarından. Koca çam ağaçları saklıyor arada gözüküveren gök maviliğini. Taşlar yosun serinliğinde, toprak bahara durmuş. Bahar çiçekleri açıyor buruk yüreklerde. Bir Özgecan oluyoruz bir N.Ç. Toplumda gittikçe ağırlaşan dayatmacı yaşam koşullarına direnmenin gücü ile haykırmak istiyoruz dağlar dolusu. Azanlar açmaya başlamış sarı sarı. Dağlar ardında köyler uzanıyor.  Uzaklarda  yeşiller arasında köyler beliriyor. Bahçelerde badem ağaçları çiçekli bahar dallarını göstermiş özgürce. Çömen köyünü işaret ediyor Nadi Bey, diğer köyleri araştırıyor, denize yöneliyoruz. Kurşun dökülmüş adaların arasında gümüşlü sular. Sarsala’yı işaret ediyor birimiz, Katrancı Adasını, Göcek adalarını gösteriyoruz. Deniz ayrı çekici orman ayrı. Yükseldikçe madenlerin üzerinde olduğumuzun da ayrımındayız. Kayalar gevşek, yağmura dayanamayan kayalar yol kesmiş, dikiliyor önümüze. Kayaları aşıyor, aşmakla kalmıyor kayaların en tepesine çıkıp gökyüzünü kucaklıyorum.
          Kertmeç evleri yanından geçiyoruz. Bahçelerde  nergisler ve mor menekşelerimiz  katılıyor bahar şenliğimize. Kovançukuru Mahallesi koca zeytin ağaçları ile yanımızda yöremizde. Sonra zeytinler arasında papatya tarlaları. Sonra lale bahçeleri. Sonra maden ocakları yollarını gösteren levhalar. 
            Bu civarda seksenli yaşlarda kim varsa madenden emekli. Madende yaşam koşullarını konuşuyoruz. Fransızların krom işlettikleri dönemleri babalarından dinleyenlere kulak veriyoruz. Direktör Kompas’tan söz ediyorlar. 1927’den sonra  Fetmaş şirketi ile bir Fransız şirket işletmeye başlamış krom madenlerini. Fransız şirketi ayrılmış sonra Etibank var. Sonra da özelleşmiş maden ocakları. İş güvenliği, azalmış gitgide, ücretler düşmüş, yaşam daha da zorlaşmış madenlerde. Sonra göçükler, ucuz ölümler, cinayetler… Mehmet Ali Taşkın bu ocakların birinde kaldı..
          Yedi yüz metre tırmandık, iniş yormasa da zorlu. Ayak tırnaklarımız, ben de  varım, diyor. Herkes bu yorgunluktan söz ediyor. Ara sıra yüzünü gösteren güneş ağaçlarda incileniyor. Gün aşağı iniyor. İnlice evleri gözüküyor, servislerimiz bizi bekliyor.

            Bir haftalık enerji ile dönüyoruz  Fethiye’ye.Yeni parkurlarda, yine dostlarla yürüyelim. Servislerde tatlı bir yorgunluk dolaşadursun.Yol alıyoruz evlerimize.